Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/698 Esas 2022/11481 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/698
Karar No: 2022/11481
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/698 Esas 2022/11481 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2021/698 E.  ,  2022/11481 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM :Sanık ... hakkında beraat; sanık ... hakkında hükümlülük, müsadere

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    A) Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
    UYAP'tan alınan güncellenmiş nüfus kayıt örneğine göre, sanık ...'in hükümden sonra 16.08.2019 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK'nun 64. maddesi uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesi hususunun mahallinde değerlendirilmesinin gerekmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca hükmün sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    B)Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    I- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Kabule göre de;
    II)1-Sanık ... hakkında 19/01/2015 tarihli iddianame ile 01/12/2014 tarihli olayda kargo gönderisinde ve 09/12/2014 tarihli olayda ise iş yerinde ele geçen kaçak sigaralar nedeniyle zincirleme kaçakçılık suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış olup, mahkemece her iki eylemin sübuta erdiği kabul edilerek sanığın zincirleme kaçakçılık suçundan mahkumiyet kararı verildiği gözetilerek, 09/12/2014 tarihli olay tutanağına göre; Sürat Kargo adlı
    kargo firması ile İstanbul İlinden Sakarya iline kaçak sigara getirileceği bilgisi alınması üzerine yapılan çalışmalarda daha evvel hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan işlem yapılan sanık ...'nin anılan kargo şirketinin Çark Şubesi'ne gelerek, bir koliyi teslim aldığının tespiti üzerine, sanığın kargo şubesi çıkışında durdurularak elindeki koli içerisinde 150 karton kaçak sigaranın ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda; sanık ve kaçak eşya konusunda mahkemece verilmiş usulüne uygun bir arama kararı olmadığı gibi, gecikmesinde sakınca olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet Savcısı tarafından da verilmiş bir yazılı arama izni ya da Cumhuriyet Savcısı'na ulaşılamaması nedeniyle kolluk amirince verilmiş yazılı arama emri bulunmaması karşısında hukuka aykırı arama sonucu ele geçen eşyanın yasak delil niteliğinde olduğu, bu eşyanın kaçak olmasının durumu değiştirmeyeceği, sanığın savunmasında; olay tarihinde polis memurlarının kendisine ulaşıp kendisini kargo şubesine götürdüklerini, içerisinde kaçak sigara olan kolinin kendisine ait olduğunu iddia ettiklerini, kolide ele geçen kaçak sigaraların kendisine ait olmadığını beyan ettiği, buna göre de dosya kapsamında hukuka aykırı arama sonucu elde edilen delil dışında sanığın mahkumiyetini gerektirir her türlü şüpheden uzak kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı Anayasanın 38/2, 5271 sayılı CMK'nun 206/2-a, 217/2, 230/1. madde ve fıkralarına göre hukuka aykırı surette elde edilen delillere dayanılarak, hüküm kurulamayacağı böylece 09/12/2014 tarihli eylem yönünden beraatine karar verilmesi yerine, TCK'nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç kapsamında değerlendirilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi,
    2-Sanık hakkında takdiri indirim uygulanırken uygulama maddesi olarak TCK’nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK’nun 62. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMUK’nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
    3-Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK’nun 52/2 maddesi yerine TCK’nun 52. maddesinin yazılması suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    4-TCK'nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E. - 2015/85 K. sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
    5-Dava konusu eşyanın müsaderesi sırasında uygulama maddesi olan TCK’nun 54/4. madde ve fıkrası yerine TCK’nun 54. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMUK’nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara