11. Hukuk Dairesi 2020/993 E. , 2020/5794 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi"nce verilen 27.03.2018 tarih ve 2016/411 E- 2018/67 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 06.12.2019 tarih ve 2018/1753 E- 2019/1264 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin “TV NET” markası altında uzun yıllardır Türkiye genelinde 7/24 karasal yayın yapan, ülkenin önde gelen televizyon kanallarından olduğunu, “TV NET”, “NETTV”, “TVNET GERÇEK” markalarını da meydana getirdiğini, davalı şirket tarafından tescili talep edilen “NETEKRAN1+şekil" markasının davacının “NETTV” markası ile anlamsal olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, başvurunun kötüniyetli olduğunu, Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi"nin 2016/411 E. sayılı dosyasından görülen davada alınan bilirkişi raporunda “NETEKRAN3” ibareli marka ile “NETTV” markasının benzer olarak kabul edildiğini ileri sürerek YİDK 2016-M-8183 sayılı kararının kararının iptalini ve 2014/35701 sayılı markanın 38. ve 41. sınıflar yönünden hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, davalının “NET EKRAN” ibareli markalarını uzun yıllardır tescilli bir şekilde ve aktif olarak kullandığını, ibare üzerinde kazanılmış hakkının mevcut olduğunu, “NET” ibaresinin taraf markalar kapsamında yer alan ürün ve hizmetler bakımından ayırt ediciliğinin zayıf olduğunu, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, sadece taraf marklarının 556 s. KHK"nın m.8/1-b anlamında benzer olduğu, davalı yanın “NETEKRAN” ibaresi üzerinde kazanılmış hakkının bulunmadığı, davacı yanın 556 s. KHK m.8/4 anlamında tanınmışlık iddialarının kabul edilebilir olmadığı davalı yanın başvurusunun TMK"nın 2 maddesi anlamında kötüniyetli olduğuna ilişkin dosya kapsamında yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Türk Patent ve Marka Kurumu YİDK 2016-M-8183 sayılı kararının 38. ve 41. sınıf hizmetler yönünden iptaline, davalı adına tescilli “NETEKRAN1+şekil” ibareli markanın tescilli olduğu 38. ve 41. sınıf hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 54,40 TL harcın temyiz edenlere iadesine, 10.12.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.