Esas No: 2020/11104
Karar No: 2021/4163
Karar Tarihi: 06.04.2021
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/11104 Esas 2021/4163 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşları, vb.tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, bilişim sistemleri banka veya kredi kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-d-f-son, 35, 204/1, 62, 53, 52, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen 18/03/2015 tarihli hüküm, 08/04/2015 tarihinde usulüne uygun şekilde müdafine tebliğ edilmiş ise de sanığın 20/06/2014 tarihinde avukatını azlettiğine dair dilekçesini bulunduğu Ceza İnfaz Kurumu aracılığıyla Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği, bu talebinin hakkındaki tüm dava dosyalarına gönderilmesini istediği anlaşılmakla; sanık müdafine yapılan 08/04/2015 tarihli tebliğin hukuki bir geçerliliğinin bulunmadığı, usulsüz tebliğ nedeniyle muhatabın hükmü öğrendiğini beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerektiği, sanığın temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Temyiz dışı sanıklar ..., ...ve..."in AVS Madeni Yağlar isimli şirketi kurarak birlikte işlettikleri, şirkete yaptığı iş karşılığında katılana suça konu Akbank Konyaaltı Şubesi’ne ait, 10/01/2013 keşide tarihli, 13.000 TL bedelli, keşidecisi AVS Madeni Yağlar isimli şirket olan, 1000617 seri numaralı çeki verdikleri, akabinde çek bedelini elden ödeyerek katılandan geri almak istediklerinde çekin tanık ...’a cirolanarak verildiğini öğrenmeleriyle tanıktan çek bedelini ödeyerek geri aldıkları, çekin bankaya ibraz edilmediği ve katılanın cirosunun da iptal edilmediği, daha sonra çekin ocak olan vade tarihindeki ay kısmını nisan olacak şekilde rakamla değiştirerek piyasada kullandıkları, ancak yine çek bedelini ödeyerek bu çeki tekrar geri alan sanıkların arkasındaki katılana ait ciroyu iptal etmeden ortak temyiz dışı sanıklardan..."in diğer sanıkların da bilgisi dahilinde borcuna karşılık elden çıkarmak istediği, sunduğu bir şirketin çeki kabul etmemesi üzerine aralarında hiçbir ticari ilişki olmayan ve aralarında fikir ve irade birliği bulunduğu anlaşılan sanıklardan Rıdvan’a verdiği, sanık ...’ın ise çeki baldızı olan temyiz dışı sanık ..."a verip Yağmur"un cirosunu çeke attırarak avukatı aracılığıyla AVS Madeni Yağlar şirketi ve çekte cirosu bulunan katılan aleyhine icra takibi başlattıkları, takibin kesinleşmesi üzerine katılan tarafından açılan menfi tespit davasında verilen tedbir kararı uyarınca takibin durdurulmasıyla tahsilat yapılamadığı, sanık ...’ın bu suretle diğer temyiz dışı sanıklarla birlikte hareket ederek suça konu çek üzerinde tahrifat yapıp hiçbir ticari ilişkisi olmamasına rağmen katılan aleyhine icra takibi yaparak üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan beyanı, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin sabit olduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığa yüklenen eylemin 5237 sayılı TCK"nın 158/1-d bendinde öngörülen kamu kurumu olan icra müdürlüğünü aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve aynı Kanunun 158/1-f bendinde öngörülen bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığı ve birden fazla bendin sanık tarafından ihlal edilmiş olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında uygulama yapılırken alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini gerekirken, bu husus gözardı edilerek eksik hapis cezasına hükmedilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın tekerrüre esas alınan Antalya 8. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2010/157 esas, 2012/510 karar sayılı ilamı ilamına konu TCK’nın 155/1 maddesindeki güveni kötüye suçunun 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesine göre uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; bu suç yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılıp tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın atılı suçları işleme kastının bulunmadığına, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, lehine olan hükümlerin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 06/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.