Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/471 Esas 2015/993 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/471
Karar No: 2015/993
Karar Tarihi: 11.05.2015

Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/471 Esas 2015/993 Karar Sayılı İlamı

21. Ceza Dairesi         2015/471 E.  ,  2015/993 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    I- Sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231/12. maddesi uyarınca temyizinin mümkün olmayıp itiraza tabi olduğu anlaşılmakla, sanık ... müdafiinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasının 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, 5271 sayılı CMK’nun 264. maddesi gereğince temyiz dilekçesinin, itiraz dilekçesi olarak kabulüyle merciince incelenmek üzere dosyanın mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
    II- Sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nun 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    1- Sanık ... tarafından, mağdur ... adına sahte cep telefonu hattı abonelik sözleşmesi düzenlendiği iddiasıyla açılan kamu davasında sanığın, kendisine müracaat eden kişilerin kimlik bilgilerine göre sözleşme düzenlediğini, suça konu sözleşmenin de bu şekilde kendisi tarafından tanzim edildiğini, herhangi bir sahteciliğin sözkonusu olmadığını savunması, mağdur ..."in, 2007 yılında nüfus cüzdanını kaybettiğini, kimliğini ele geçiren kişilerin bu şekilde adına hat çıkartmış olabileceğini beyan etmesi ve abonelik sözleşmesi ekinde ibraz edilen nüfus cüzdanı fotokopisine göre kimliğin kayıp nedeni ile 13.06.2007 tarihinde verildiğinin anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenebilmesi bakımından, ilgili ... şirketinden ...numaralı hatta ilişkin, suç tarihlerini kapsar HTS raporlarının getirtilip, en çok görüşme yapılan yeteri kadar şahsın tanık sıfatıyla dinlenmek ve sözleşmedeki adres ve sabit telefon bilgilerinden hattın fiilen kim tarafından kullanıldığı belirlendikten sonra, hattı fiili olarak kullanan kişinin sanık olup olmadığı, sanıktan başkası ise sanıkla yakınlık durumunun tespit edilmesi, suça konu telefon hattı ile ilgili olarak ilgili ... şirketince kimlik bilgisi güncelleme veya değişikliği yapılıp yapılmadığı yapılmış ise kim tarafından yapıldığı sorularak buna ilişkin belgelerin getirtilip incelenmesi, abonelik sözleşmesi tanzim edilirken ibraz edilen ve bir örneği dosya içinde bulunan nüfus cüzdanı fotokopisi ve üzerindeki resmin mağdura aidiyeti araştırılıp sözleşme düzenlenirken sahte kimlik kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabul ve uygulamaya göre de; 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, alt soyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemesi, yasaya aykırı
    3- Eylemin sübutu halinde; hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki düzenleme gözetilip, sanığa önödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun takdirinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA,11.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara