Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7155 Esas 2022/7838 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7155
Karar No: 2022/7838
Karar Tarihi: 10.10.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/7155 Esas 2022/7838 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi'nin 2020/1230 Karar sayılı kararı, bir uygulama kadastrosuna itiraz davasıyla ilgilidir. Davacılar, taşınmazlarına uygulanan kadastrolarda yanlışlık olduğunu ve yüzölçümlerinin küçültüldüğünü iddia ederek dava açmıştır. Mahkeme, davanın kabulü ile taşınmazlara ilişkin uygulama kadastrosu tespitinin iptaline karar vermiş ve bazı taşınmazların davacılara ait olduğunu belirterek tapuya kaydedilmelerini hüküm altına almıştır. Ancak, davalı Hazine ve diğer davalılar tarafından yapılan itirazlar sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi, kararın yanlışlıkla eski bir parsel üzerine yapıldığını tespit ederek hükmü bozmuştur. Mahkeme, daha doğru ve açıklayıcı bir karar verilmesi için ek rapor alınması gerektiğini belirtmiştir. Bu karar 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi, HMK'nin 297/2. ve 371. maddeleri ile 6100 sayılı HMK'nin 353/(1)-b.1 ve b.2 maddelerine atıfta bulunmaktadır.
8. Hukuk Dairesi         2021/7155 E.  ,  2022/7838 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosuna İtiraz
    İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı tüm taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davalı Hazine, davalı ... Belediyesi, davalı ... ve davalı .....,vekilleri tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu sırasında davalı ... adına kayıtlı eski 655 parsel sayılı 2.300 m2 yüzölçümündeki taşınmaz yeni 115 ada 8 parsel numarasıyla, 4.848 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
    Davacı ... ve müşterekleri adına kayıtlı eski 652 parsel sayılı 13.840 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 117 ada 13 parsel numarasıyla 10.801 metrekare olarak tespit gördüğünü, taşınazlarının yüzölçümlerinin küçüldüğünü öne sürerek eski hale getirilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile dava konusu edilen taşınmazlara ilişkin uygulama kadastrosu tespitinin iptaline, Samsun İli ... İlçesi Osmanbeyli Köyü 115 ada 8 no'lu parseldeki (yeni 115 ada 55 parsel) fen bilirkişileri tarafından sunulan 05.10.2017 havale tarihli raporunda belirtilen C harfli 1758,61 m2'lik kısmın ve tespitte yol olarak terkin edilen D harfli 626,52 m2'lik kısmın davacıya ait ...., İli ... İlçesi ....., Köyü 117 ada, 13 parsel no'lu taşınmaza eklenmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişisi tarafından ...., İli ... İlçesi ...., Köyü, 115 ada 8 no'lu parseldeki (yeni 115 ada 55 parsel) fen bilirkişileri tarafından sunulan 05.10.2017 havale tarihli raporunda belirtilen C harfli 732,46 m2'lik kısmın yol olarak terkinine, davalı ...'ün karar tarihi itibariyle tapu kayıt maliki olmadığı anlaşıldığından bu davalı yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm tüm taraflarca istinaf edilmiş; Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı 125/1. maddesi uyarınca davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devreder ve dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olacağı halde mahkemece kurulan hükümde davalı ...'ün yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamış olması isabetsiz ise de; yargılama da eksiklik bulunmayan ancak " kanunun olaya uygulanmasında" hata edilen dava dosyası açısından yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğine göre 6100 sayılı HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi gözetilerek hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm verilmesi gerekmiş, yeniden esas hakkında hüküm verilmesinin öncelikli koşulunun mahkeme hükmünün kaldırılması olması ile istinaf edilmeyerek kesinleşen yönler aynen korunarak davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı Hazine vekili, davalı ... Belediyesi vekili, davalı ... vekilinin istinaf başvurularının yukarıdaki gerekçeyle sınırlı olarak ayrı ayrı kısmen kabulüne karar verilmiş; davalı Hazine, davalı ... Belediyesi, davalı ... ve davalı ...vekilleri tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
    1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre davalı Hazine, davalı ... Belediyesi, davalı ... ve davalı ...vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davalı Hazine, davalı ... Belediyesi, davalı ... ve davalı ...vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    HMK’nin 297/2. maddesi gereğince; mahkemece verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu maddeye göre; hüküm fıkrasının çok açık olması, infazı sırasında tereddüt yaratmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların tek tek belirtilmesi gerekir. Aksi halde, hükmün icrası sırasında şüphe ve tereddütlerin doğmasına ve ilamın infaz edilememesine neden olur.
    Somut olayda; dava açılış tarihinde 115 ada 8 parsel davalı iken, yargılama esnasında komşu parseller ile birleştiği, daha sonra tekrar ifraz görerek çekişmeli sınırda 115 ada 55 parselin yer aldığı dosyadaki yazılardan anlaşılmıştır. Ancak Mahkemece hüküm kurulur iken eski 115 ada 8 parsel üzerinden hüküm kurularak infazda tereddüte yol açılmıştır.
    Hal böyle olunca; Bölge Adliye Mahkemesince yapılması gereken fen bilirkişilerinden ek rapor alınarak, başlangıçta dava konusu edilen 115 ada 8 nolu parselden birleştirme-ifraz işlemi sonucu oluşan parsellerin ve çekişme konusu alanın bu parsellerden hangisine isabet ettiğinin şüpheden uzak biçimde belirlenmesi ile infaza elverişli şekilde hüküm kurulması iken, eksik araştırma ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, açıklanan sebepler ile hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan sebeplerle davalı Hazine, davalı ... Belediyesi, davalı ... ve davalı ...vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüne, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 23.10.2020 tarihli ve 2020/730 Esas, 2020/1230 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı Hazine, davalı ... Belediyesi, davalı ... ve davalı ...vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle reddine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 10.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara