Esas No: 2012/4974
Karar No: 2012/8110
Karar Tarihi: 30.05.2012
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/4974 Esas 2012/8110 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılar ... ve ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, bir adet taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, ortaklığın satılarak giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu ... Ada ... nolu parselde muris ... mirasçılarından olan ikiz kızları ... ve ... 10.04.1998 doğumludurlar. Dahili dava dilekçesi kanuni temsilcisi yerine reşit olmayan davalılara tebliğ edilerek yargılama sürdürülmüş ve hüküm yine kanuni temsilci yerine adı geçen davalılara tebliğ edilmiştir. 6100 sayılı HMK.nun 50.maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Aynı kanunun 51.maddesine göre de, dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK.nun 9.maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. Aynı kanunun 10. maddesine göre de, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. 11. maddeye göre ise, erginlik 18 yaşının doldurulmasıyla başlar.
Yukarıda açıklanan kanun maddelerine ve Yargıtay HGK.nun 14.01.1976 gün ve 477/12 sayılı içtihadına göre, davada taraf olma ehliyeti, medeni haklardan yararlanma hakkının bir sonucudur. Reşit olmayan kimse; medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun bulunması nedeniyle her ne kadar kendisi dava açamaz ise de, sözü edilen haklardan yararlanma ehliyetine haiz bulunduğundan aleyhine dava açılabilir. Ancak, davalının reşit olmadığının mahkemece her ne suretle olursa olsun öğrenilmesi halinde, re"sen kanuni mümessile, davanın devamı sırasında davalının reşit olması halinde ise, bizzat kendisine tebligat yapılarak sonucuna göre davanın yürütülmesi gerekir.
Olayımızda; mirasçılar ... ve ... dava tarihinde onsekiz yaşından küçük olduğundan dahili dava dilekçesinin yasal temsilcisine tebliğ edilmesi gerekirken, adı geçene bizzat tebligat yapılması doğru değildir. Bu itibarla, adı geçenin yasal temsilcisine tebligat yapılarak, yasaya uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Hüküm bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 30/05/2012 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.