Esas No: 2021/5355
Karar No: 2022/7932
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5355 Esas 2022/7932 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/5355 E. , 2022/7932 K.Özet:
Dava, uygulama kadastrosuna itiraz üzerine açılan bir davada, 109 ada 155 parsel ve 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazların sınırlarının yanlış belirlendiği ve eski hale getirilmesi istemiyle açılmıştır. İlk derece mahkemesi, davayı kısmen kabul ederek, tapuda 109 ada 155 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünden 1.504 m2'lik kısmın çıkartılmasına ve 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümüne 1.504 m2 kısım ve 913,19 m2 kısım eklenmesine karar vermiştir. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Bu karar, davalıların temyiz başvurusu üzerine incelenmiştir. Yapılan incelemede, 913,19 m2'lik bölümün, davacıya ait olmadığı tespit edilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosuna İtiraz
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükmün davalı ... davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olup, bu kez davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, ... ili .... ilçesi ... Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davalı ... adına kayıtlı bulunan eski 109 ada 155 parsel sayılı 13.400 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 109 ada 155 parsel numarasıyla ve 13.943,85 m2 yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı ..., maliki bulunduğu eski 109 ada 109 parsel sayılı 8.200 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 126 ada 1 parsel numarasıyla 8.573,73 m2 olarak tespit gördüğünü, taşınmazların sınırlarının yanlış belirlendiğini öne sürerek, eski hale getirilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava konusu 109 ada 155 parsel ve kuru dere hakkında açılan davanın kabulüne, 126 ada 1 parsel ve 109 ada 155 parsel sayılı taşınmazların tutanaklarının iptali ile 109 ada 155 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünden 08.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda "A" harfi ile gösterilen 1.504,00 m2'lik kısım çıkartılarak, 109 ada 155 parsel sayılı taşınmazın (13.943,85 – 1.504,00) = 12.439,85 m2 yüzölçümü ile 109 ada 155 parsel olarak 08.01.2019 havale tarihli ekli kroki ve koordinatlar dikkate alınarak tapuya kayıt ve tesciline, 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümüne 08.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda "A" harfi ile gösterilen 1.504 m2 kısım ve aynı raporda "E" harfi ile gösterilen 913,19 m2 kısım eklenerek, 126 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (8.573,73 + 1.504,00 + 913,19) = 10.990,92 m2 yüzölçümü ile 126 ada 1 parsel olarak 08/01/2019 tarihli rapora ekli kroki ve koordinatlar dikkate alınarak tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş, hükme karşı davalı ... davalı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, ilk tesis kadastrosu paftasındaki sınırların kontrol ölçüleri yapılmadan sınırlandırmasının yapılmasından dolayı hatalı sınırlandırma yapıldığı, kadastro paftasındaki sınırın aynen sabit sınır niteliğinde alınarak bu hatanın uygulama kadastrosu ile de devam ettiğinin görüldüğü, zira uygulama kadastrosundaki sınırların tarafların ve mahalli bilirkişilerin zeminde gösterdiği sınırla ve tesis kadastrosuna en yakın 1992 tarihli hava fotoğrafı ile uyum içerisinde olmadığının görüldüğü, zeminde ölçülen davacı ile davalının ve mahalli-tespit bilirkişilerinin birlikte çekişmesiz olarak gösterdikleri sınırın ise 1992 tarihli hava fotoğrafı ile uyumlu olduğunun belirlendiği ve hava fotoğrafları ve bilirkişi beyanlarına göre düzeltilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü yönünde yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olup, 08.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 1.504 m2 yüzölçümündeki yerin 126 ada 1 parsele eklenmesine ilişkin verilen hüküm yerinde olmakla birlikte, E harfi ile gösterilen 913,19 m2' lik bölümün 126 ada 1 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine ilişkin hüküm, tüm dosya kapsamı ile uyumlu değildir.
Şöyle ki; dosyanın incelenmesinde, dava konusu taşınmazlara ilişkin ilk tesis kadastrosunun 1992 yılında yapıldığı ve 02.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda 1992 tarihli hava fotoğrafı üzerinde ilk tesis kadastrosunda belirlenen sınırlar ile uygulama kadastrosunda belirlenen sınırları gösterir şekilde çakıştırma yapıldığı, buna göre E harfi ile gösterilen 913,19 m2 bölümün, hava fotoğrafında, tesis paftasında ve ilk tesis kadastrosuna esas alınan ölçü krokisinde kuru dere ve iki parsel arasında boşluk olarak göründüğü anlaşılmakta olup, böyle olduğu halde, bu bölümün, davacıya ait 126 ada 1 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda E harfi ile gösterilen 913,19 m2 bölüme yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabul kararı verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA; ilk derece mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden Şehitkamil Belediye Başkanlığına iadesine, 12.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.