Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4328 Esas 2022/8014 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4328
Karar No: 2022/8014
Karar Tarihi: 13.10.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4328 Esas 2022/8014 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/4328 E.  ,  2022/8014 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemenin 03.11.2020 tarihli ek kararıyla davacı vekilinin temyiz talebi süreden reddedilmiş olup, asıl kararın ve 03.11.2020 tarihli ek kararın davacı ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Mahkemenin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "Mahkemece, dava konusu 137 ada 44 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda gösterilen C, D ve E bölümleri yönünden zilyetlik koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile verilen ret kararının doğru olduğu belirtildikten sonra, A ve B bölümleri yönünden Mahkemece yapılan araştırmanın yeterli bulunmadığı, imar-ihyanın ne zaman başladığının, ne zaman tamamlandığının ve zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğünün mevcut ziraatçı bilirkişi raporu ve keşif anında dinlenen yerel bilirkişi ve tanık anlatımları ile ispatlanamadığı açıklanarak, çekişmeli taşınmazın ihdasen Hazine adına tescil tarihinden 15 - 20 - 25 yıl öncesine ve en az üç ayrı zaman dilimine ait hava fotoğraflarının dosya arasına konularak gerekli araştırma ve incelemenin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu ... ili Milas ilçesi Ortaköy Mahallesi 137 ada 44 parsel sayılı taşınmazın 28.07.2020 tarihli bilirkişi raporuna ekli A1-560,15 m2, A3-2.602,98 m2 ve B1-2131,65 m2'lik kısımların kadastro tespitinin iptali ile bu kısımların aynı adanın en son parsel numarası verilmek suretiyle zeytinlik vasfıyla davacı ... adına tespiti ile ile tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu ... İli Milas İlçesi Ortaköy Mahallesi 137 ada 44 parsel sayılı taşınmazın 28.07.2020 tarihli bilirkişi raporuna ekli A2-1288,06 m2, B2-583,18 m2, C-729,57 m2, D-1491,48 m2, E-269,25 m2'lik kısımları aynı adanın en son parsel numarası verilmek suretiyle taşlık ve kayalık vasfı ile davalı Maliye Hazinesi adına tespiti ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hükmün, davalı Hazine vekili ile davacı vekili tarafından esasa ve yargılama giderlerine ilişkin olarak temyiz edilmesi üzerine, mahkemenin 03.11.2020 tarihli ek kararıyla davacı vekilinin temyiz talebinin süreden reddine karar verilmiş ve iş bu ek kararda davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Davacı vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacı vekiline, davalı Hazine’nin temyiz dilekçesinin 28.10.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 28.10.2020 tarihinde temyiz talebinde bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin katılma yolu ile kararı temyiz ettiği düşünülmeden, temyiz talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan ek kararın kaldırılmasına karar verilmekle, davacı vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde, dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davacı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda A1, A3 ve B1 harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerinde deliceden aşılanarak ıslah edilmiş zeytin ağaçlarının bulunduğu, tarım arazisi niteliğinde imar ve ihya gördüğü ve bu durumun ortofoto haritalarında da sabit olduğu gerekçesiyle bu bölümlere ilişkin kadastro tespitinin iptali ile bu kısımların aynı adanın en son parsel numarası verilmek suretiyle zeytinlik vasfı ile davacı ... adına tespiti ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
    Şöyle ki; bozma öncesi yapılan keşif sonrası alınan ziraat bilirkişi raporunda, A harfi ile gösterilen alanda yaşları en az 25- 30 civarında olan 11 adet fıstık çamı ile 6 adet çam ağacı ve 15 adet deliceden aşılı kök yaşları en az 15 ile 30 arasında değişen, aşı yaşları en az 10 ile 25 arasında değişen zeytin ağaçlarının bulunduğu, B harfi ile gösterilen yerde ise deliceden aşılanarak ıslah edilmiş kök yaşları en az 40 aşı yaşları en az 30 civarında olan 41 adet zeytin ağacının bulunduğu belirtilmiştir. Bozma sonrası, mahallinde 28.02.2020 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahali bilirkişiler, dava konusu A ile gösterilen kısmın esasen taşınmazın en yoğun kayalıkların bulunduğu bölümünde kaldığını, bu kısmın zeminini ana kayanın oluşturduğunu ve diğer alanlara göre daha bakımsız olduğunu, içerinde yer yer çalılıkların da bulunduğunu, A ile gösterilen kısmın doğusundaki yaklaşık 700 m2' lik kısım her ne kadar düzlük açıklık görülse de, bu düzlükte tarımsal faaliyet yapılmadığını, B ile gösterilen alanın zeytinlik vasfında olduğunu, 1960 yılından beri bu şekilde kullanıldığını, zeytinlerin deliceden aşılama olduğunu ifade etmişler; davacı tanıkları ise, A ile gösterilen yerin batısının öncesinde dava dışı 18 parsel sayılı taşınmazla birlikte davacının dedesi tarafından kullanıldığını, ancak A kısmında yer yer kayalık ve çalılık ve kızılçamlar olduğunu belirtmişlerdir. Keşif sonrası alınan 3 ziraat bilirkişisi ve 2 fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 28.07.2020 tarihli raporda ise, taşınmazın A ve B bölümleri de kısımlara ayrılmış, Hazine’nin temyizine konu, A1 ile gösterilen bölümde ekili dikili bitkisel ürün bulunmamakta olduğu ve parselin batı sınırında iki adet zeytin ağacının bulunduğu, A3 ile gösterilen alanda 25 adet delice, 19 adet delice üzerine aşılı memecik cinsi zeytin ağaçları ile 50 - 60 yaşlarında 5 adet fıstık çamı bulunduğu, toprak yapısının ekili kök derinliğinin düşük olması ve susuz tarım olduğundan dolayı ağaçların taç gelişimlerinin kuvvetli olmadığı, B1 ile gösterilen bölümde dağınık halde bulunan delice üzerine aşılanmış zeytin ağaçlarının bulunduğu, 35 adet delice üzerine aşılanmış 30 - 35 yaş gelişiminde memecik cinsi zeytin ağaçları ile 20 adet delice zeytinlerinin bulunduğu, zemin temizliğinin yapıldığı tespit açıklanmıştır.
    Tüm bu açıklamalara göre, A1 ile gösterilen kısımda herhangi bir ürünün bulunmadığı ve batı sınırında iki adet zeytin ağacının bulunduğu tespit edildiğine göre, bu kısım yönünden davacının emek ve masraf yapmak suretiyle imar - ihya işlemlerini tamamladığını ve dava konusu bu alanı tarıma elverişli hale getirdiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Raporda, A3 ve B1 ile gösterilen kısımlarda ise, bozma öncesi alınan bilirkişi raporu ile bozma sonrası alınan bilirkişi raporu arasında taşınmaz bölümlerinde bulunan ağaç sayısı yönünden çelişkiler olduğu gibi, bozma sonrası alınan raporda, dava konusu kısımlar üzerindeki zeytin ağaçlarının aşı yaşları belirtilmemiş, çekişmeli kısımlar üzerinde bulunan ağaçların cins, yaş, bakımlılık ve nitelikleri hususunda hüküm vermeye yeterli ve ayrıntılı değerlendirmeleri yapılmamıştır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda A1 ile gösterilen alanda imar - ihya işlemlerinin tamamlanmadığı ve buna bağlı olarak ta davacı yararına zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının gerçeklemediği gözetilerek, bu bölüm yönünden davanın reddine karar verilmeli; anılan raporda A3 ve B1 gösterilen alanlara ilişkin dava yönünden ise, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları ve üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşif sırasında, çekişmeli alanların geçmişte ne durumda bulunduğu, öncesinin imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise buna en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı, söz konusu alanlar üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü, dava konusu alanlarda bulunan zeytin ağaçlarının yaşlarının ne olduğu, zeytin ağaçlarının deliceden aşılanıp aşılanmadığı, deliceden aşılanmış ise aşı yaşının kaç olduğu hususları yerel bilirkişi ve tanıklardan etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, dava konusu alanların eğimini, niteliğini, toprak yapısını, bitki örtüsünü, öncesinin imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığını, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, A3 ve B1 alanları üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının yaşını, zeytin ağaçlarının deliceden aşılanıp aşılanmadığını, deliceden aşılanmışsa aşı yaşlarını ve yoğunluğunu açıklayan, önceki bilirkişi raporlarını da irdeler şekilde bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verir ve taşınmaz üzerindeki ağaçların dağılımını gösterir şekilde kroki ve ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli; bundan sonra davacı taraf yararına 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanım şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu hususlar düşünülmeden, eksik inceleme ve araştırmayla karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının reddine; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacı vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine, 13.10.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara