Esas No: 2021/9097
Karar No: 2022/8121
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9097 Esas 2022/8121 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/9097 E. , 2022/8121 K.Özet:
Davacı, 54.160,04 m2 yüzölçümlü kuru tarla vasfındaki taşınmazın kendisinde olduğunu iddia ederek tapusunun tescil edilmesi için dava açmıştır. Ancak mahkeme, taşınmazın orman kadastrosu sınırı dışına çıkarıldığı tarihten dava tarihine kadar geçen sürenin yeterli olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacı vekili bu kararı temyiz etmiştir. Temyiz başvurusu üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi, yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığına dikkat çekerek davaya konu taşınmazın geçmişte yapılan toprak tevzi çalışmasına ilişkin tapu kayıtları ile orman sınır noktalarının belirlenmesi gerektiği ve orman ve zilyetlik araştırmasının yeniden yapılması gerektiğini belirtmiştir. Bunun üzerine yapılan yeni yargılama sonucunda, mahkeme kararını onamıştır.
Kanun Maddeleri: HUMK'un 440/I maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmazın Tescili
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili 08.11.2007 havale tarihli dava dilekçesiyle, ... ili Nurdağı ilçesi ...., Köyünde bulunan ekli krokide gösterilen 54.160,04 m2 yüzölçümlü kuru tarla vasfındaki taşınmazı vekil edeni olan davacının 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğunu ileri sürerek, davacı adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı Hazine ve ..., davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın, 1966 yılında orman olarak tespit dışı bırakılan ve 15.09.2006 tarihinde kesinleşen orman kadastro çalışmaları neticesinde orman sınırları dışına çıkarılmış olduğundan bu tarihte orman vasfını yitirerek nitelik itibariyle kazanmaya elverişli hale geldiği, taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırı dışında bırakıldığı 15.09.2006 tarihinden, dava tarihi olan 08.11.2007 tarihine kadar zilyetlikle kazanmak için gerekli 20 yıllık süre şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle verilen davacının davasının reddine ilişkin önceki hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 26.04.2011 tarih ve 2011/3820 Esas ve 2011/5024 Karar sayılı ilamıyla; "Her ne kadar Mahkemece, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı dışında bırakıldığı 15.09.2006 tarihinden, dava tarihi olan 08.11.2007 tarihine kadar zilyetlikle kazanmak için gerekli 20 yıllık süre şartının gerçekleşmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı, dosya kapsamına göre, davaya konu taşınmazın, 1966 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda oluşturulan paftada boşluk olarak tespit dışı bırakıldığı, ancak, yörede 1962 yılında 61 numaralı toprak tevzi komisyonu tarafından komşu taşınmazlar hakkında toprak tevzi çalışması yapıldığı ve bu çalışma sonucunda kişiler adına tapu kayıtları oluşturulduğu ve 1966 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmasında bu tapu kayıtları dayanak alınarak tespit tutanakları düzenlendiği ve bu kayıtlara göre sicil oluşturulduğu anlaşıldığı halde, komşu taşınmazlar hakkında 1962 yılında yapılan toprak tevzi çalışmasına ilişkin tevzi paftası getirtilerek paftada çekişmeli yerin ne olarak nitelendirildiği ve komşu parsellere revizyon gösterilen tapu kayıtlarında davaya konu yerin ne olarak gösterildiği hususunun araştırılmadığı, ayrıca, karara dayanak alınan orman bilirkişi raporunda orman kadastro uygulaması ile ilgili olarak en yakın orman sınır noktalarını birleştiren hatlarda orman sınır noktalarının gösterilmediği, keza, fen bilirkişi krokisinde gösterilmiş ise de kadastro paftası ile çakıştırılmadığı, memleket haritası uygulamasında ise sadece çekişmeli yerin gösterilip çevredeki diğer taşınmazların konumunun gösterilmediği bu nedenle uygulamanın Yargıtay denetimine açık olmadığı belirtilerek, yöntemine uygun şekilde orman ve zilyetlik araştırması yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 44.40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 36.30 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.