Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9125 Esas 2022/8125 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/9125
Karar No: 2022/8125
Karar Tarihi: 17.10.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9125 Esas 2022/8125 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen tapusuz taşınmazın tescili davasında, taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığı ancak gerekli 20 yıllık süre şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle dava reddedilmiş. Ancak davacı tarafın temyizi sonrası Yargıtay 20. Hukuk Dairesi kararıyla yapılan araştırmanın yeterli olmadığı, yöntemine uygun şekilde araştırma ve inceleme yapılması gerektiği belirtilmiş ve karar bozulmuştur. Yeniden yapılan yargılama sonucunda da davanın reddine karar verilmiştir. Karara göre, tarafların karar düzeltme istekleri olabilir ve 44.40 TL harç alınmıştır.
Kanun Maddeleri:
- HUMK'un 440/I maddesi (Karar düzeltme isteği)
8. Hukuk Dairesi         2021/9125 E.  ,  2022/8125 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmazın Tescili

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı ... vekili 08.11.2007 havale tarihli dava dilekçesiyle, ... ili .....,ilçesi ....,Köyünde bulunan ekli krokide gösterilen 99.138,03 m2 yüzölçümlü kuru tarla vasfındaki taşınmazı vekil edeni olan davacının 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğunu ileri sürerek, davacı adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı Hazine ve ..., davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu olan taşınmazın 1966 yılında orman olarak tespit dışı bırakıldıktan sonra 15.09.2006 tarihinde kesinleşen orman kadastro çalışmaları neticesinde orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bu tarihte orman vasfını yitirerek nitelik itibariyle kazanmaya elverişli hale geldiği, taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı dışında bırakıldığı 15.09.2006 tarihinden, dava tarihi olan 08.11.2007 tarihine kadar zilyetlikle kazanmak için gerekli 20 yıllık süre şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle verilen davacının davasının reddine ilişkin önceki karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 26.04.2011 tarih ve 2011/3821 Esas, 2011/5019 Karar sayılı ilamıyla; "Her ne kadar Mahkemece, dava konusu taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırı dışında bırakıldığı 15.09.2006 tarihinden, dava tarihi olan 08.11.2007 tarihine kadar zilyetlikle kazanmak için gerekli 20 yıllık süre şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı, dosya kapsamından, davaya konu taşınmazların, 1966 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda oluşturulan paftada boşluk olarak tespit dışı bırakıldığı, ancak, yörede 1962 yılında 61 numaralı toprak tevzi komisyonu tarafından komşu taşınmazlar hakkında toprak tevzi çalışması yapıldığı ve bu çalışma sonucunda kişiler adına tapu kayıtları oluşturulduğu ve 1966 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmasında bu tapu kayıtları dayanak alınarak tespit tutanakları düzenlendiği ve bu kayıtlara göre sicil oluşturulduğu anlaşıldığı halde, komşu taşınmazlar hakkında 1962 yılında yapılan toprak tevzi çalışmasına ilişkin tevzi paftası getirtilerek paftada çekişmeli yerin ne olarak nitelendirildiği ve komşu parsellere revizyon gösterilen tapu kayıtlarında davaya konu yerin ne olarak gösterildiği hususunun araştırılmadığı, ayrıca, karara dayanak alınan orman bilirkişi raporunda orman kadastro uygulaması ile ilgili olarak en yakın orman sınır noktalarını birleştiren hatlarda orman sınır noktalarının gösterilmediği, keza, fen bilirkişi krokisinde gösterilmiş ise de kadastro paftası ile çakıştırılmadığı, memleket haritası uygulamasında ise sadece çekişmeli yerin gösterilip çevredeki diğer taşınmazların konumunun gösterilmediği, bu nedenle Yargıtay denetimine açık olmadığı açıklanarak, yöntemine uygun şekilde araştırma ve inceleme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 44.40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 36.30 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 17.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





Hemen Ara