Esas No: 2021/14801
Karar No: 2022/8211
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/14801 Esas 2022/8211 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/14801 E. , 2022/8211 K.Özet:
Dava, kullanım kadastrosuna itiraz üzerine yapılmıştır. Mahkeme önceki kararını bozmak zorunda kalmıştır ve yeniden yapılan yargılama sonucunda, davacıların davalara ilişkin talepleri reddedilmiş; taşınmazın bölümlerine ilişkin olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tescil kararı verilmiştir. Hazine vekili tarafından temyiz edilmeyen önceki hüküm kesinleştiğinden, Hazine vekilinin temyiz dilekçesi reddedilmiştir. A ve D harfi ile gösterilen bölümlere ilişkin olan davacıların temyiz itirazları reddedilirken, B harfi ile gösterilen bölüme ilişkin olan birleşen dosya davacısının temyiz itirazları kabul edilmiştir. Karar, HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: 3402 sayılı Kanun'un 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4. madde, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosuna İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili ile birleşen dosya davacısı ... vekili tarafından duruşma talepli olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.10.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden Hazine vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan Orman İdaresi vekili Avukat ...'ın katılımlarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamalaı dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemece verilen önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; " yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı belirtilerek, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, fen ve ziraat bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan 3402 sayılı Kanun'a 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4. madde uyarınca çekişmeli taşınmazın tespit günü itibariyle fiilen kim veya kimler tarafından, ne zamandan beri, ne şekilde kullanıldığı hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı bilgi alınması, tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla taşınmaz başında dinlenilerek beyanlar arasında aykırılık bulunması halinde çelişkinin giderilmeye çalışılması, ziraat bilirkişisinden taşınmazın vasfı ve niteliği ile taşınmazda ekonomik amacına uygun kullanım olup olmadığı yönünde rapor alınması, taşınmaz bölümlerinin fiilen kim ya da kimler tarafında kullanıldığının saptanması, taşınmazın ayrı ayrı kullanılan alan bölümlerinin fen bilirkişi tarafından önceden olduğu gibi ölçülerek ayrı rapor ve kroki alınması, davacı ... ve ... tarafından kullanıldığı iddia edilen bölümler ayrı ayrı tespit edilip ondan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi'' gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı ... ve birleşen dosya davacısı ...'un davalarının reddine, diğer taraflar yönünden verilen karar kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu ... İli ...., İlçesi ....,....., Mah. 611 ada 16 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile "02.06.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 3.425,06 metrekare ...'in kullanımındadır, D harfi ile gösterilen 4.595,36 metrekare ... mirasçıları ...'un müşterek kullanımlarındadır, taşınmazın krokide A, B ve D harfi ile gösterilen kısmı 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi gereği Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır" ibaresi eklenerek ham toprak niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 611 ada 16 parselin 02.06.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda C harfi ile gösterilen 2.321,34 metrekarelik kısmının kadastro tutanağının iptali ile bu kısmın orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili, davalı Hazine vekili ve birleşen dosya davacısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Mahkemenin önceki hükmünün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmediği ve Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 09.11.2017 tarih ve 2016/1625 Esas, 2017/9182 Karar sayılı ilamıyla hükmün sadece davacı ... ve ... tarafından kullanıldığı iddia edilen bölümler yönünden bozulduğu, bu haliyle önceki hükmün davalı Hazine yönünden kesinleştiği anlaşıldığından, eldeki hükmü temyizde hukuki yararı bulunmayan davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacı ... vekili ve birleşen dosya davacısı ... vekilinin çekişmeli taşınmaz sınırları içerisinde yer alan A ve D harfi ile gösterilen bölümlerine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının (fen bilirkişi raporunda A ve D harfi ile gösterilen bölümler yönünden) reddine karar vermek gerekmiştir.
3. Birleşen dosya davacısı ... vekilinin, 02.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen bölüme ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; ... Kadastro Mahkemesinin 14.10.2015 tarihl ve 2013/96 Esas, 2015/106 Karar sayılı önceki kararında 02.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen B harfi ile gösterilen 6.047,54 metrekare yüzölçümündeki bölümün birleşen dosyanın davacısı ...'un kullanımında olduğuna karar verildiği ve bu bölümün temyize konu edilmediği, bu haliyle B harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden birleşen dosya davacısı ... lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, bu husus göz ardı edilerek, usulü kazanılmış hakkı ihlal edecek şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de; kadastro hâkimi infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, doğru sicil oluşturmakla görevli olduğu halde, hüküm yerinde "kadastro tespitinin iptali" yerine, "kadastro tutanağının iptaline" karar verilmiş olması da usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... vekili ve birleşen dosya davacısı ... vekilinin A ve D harfi ile gösterilen bölümler yönünden temyiz itirazlarının REDDİNE; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen dosya davacısı ... vekilinin B harfi ile gösterilen bölüm yönünden temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.