Esas No: 2022/6494
Karar No: 2022/8196
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/6494 Esas 2022/8196 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/6494 E. , 2022/8196 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı ... İdaresi vekili ve davalı Hazine ile davacılar ..., ..., ... Mirasçısı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ...., ili ... ilçesi ...., Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 1 parsel sayılı 46.876.619,42 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ile 102 ada 1 parsel sayılı 22.570.427,62 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., ... ve arkadaşları, murislerinden bu yana zilyetliklerinde bulunan ve yararlarına zilyetlikle kazanma koşulları oluşan taşınmaz bölümlerinin, çekişmeli 101 ada 1 parsel ve 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazların sınırları içerisinde orman vasfıyla tespit edildiğini belirterek, taşınmaz bölümlerinin adlarına tescili istemiyle; davacı ....,Tüzel Kişiliği ise, ...köyü 101 ada 1 parsel ve 102 ada 1 parsel sayılı orman vasfındaki taşınmazlar içerisinde yer alan taşınmaz bölümlerinin ...., Köyüne ait mera olduğunu belirterek, dava konusu taşınmaz bölümlerinin ....,Köyüne ait mera olarak sınırlandırılması istemiyle dava açmışlardır.
Mahkemece, dava dosyalarının birleştirilmesi suretiyle yapılan yargılama sonunda, davacı gerçek kişilerin davalarının kısmen kabulü ile dava konusu taşınmaz bölümlerinin 101 ada 1 parsel ve 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazlardan ifrazı ile davacılar adına tesciline, davacı ...., Tüzel Kişiliği tarafından açılan davanın kabulüne, 20.11.2008 tarihli fen bilirkişisi raporunda Teknecik Köyü 121 ada 1 parsel, 119 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar ile A ve B harfi ile gösterilen taşınmazların mera olarak sınırlandırılarak orta malı siciline kaydedilmesine, mera aidiyetine ilişkin talebin dava dosyasından tefrikine karar verilmiş; hüküm, davalı ... idaresi ve davalı Hazine ile davacılar ..., ..., ... mirasçısı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de, verilen bu karar dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Şöyle ki; öncelikle meraya ilişkin uyuşmazlıklarda ilçe belediye başkanlığının yanında büyükşehir belediye başkanlığının da taraf olması gerektiği gözetilmemiş ve yöntemince taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
Öte yandan; davacılar tarafından dava konusu edilen bazı taşınmaz bölümleri yönünden taşınmaz başında mahkeme heyeti ve bilirkişilerce keşif icra edilmeksizin yalnızca dosya üzerinden yapılan büro incelemesi sonucu hüküm kurulmuş, bir kısım taşınmaz bölümü hakkında düzenlenen orman bilirkişi raporunun yargılama sırasında kaybolması sebebiyle raporlar dosya içerisinde bulunamamış, dava konusu edilen taşınmaz bölümlerini bir arada gösteren geniş çaplı kadastro paftası getirtilip bilirkişilere bu pafta üzerinden dava konusu taşınmazları bir arada göstererir şekilde birleşik kroki düzenlettirilmemiş, dava konusu taşınmazların hangilerinin 101 ada 1 parsel, hangilerinin 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı belirlenip bunlara ayrı ayrı harf ve rakam verilerek infaza elverişli şekilde hükme aktarılması sağlanmamış, kişiler adına tescil edilen taşınmazlardan dört tarafı orman sayılan taşınmazlarla çevrili olanların 6831 sayılı Kanun'un 17/2. maddesinde düzenlenen orman içi açıklık vasfında olup olmadıkları değerlendirilmemiş, en eski tarihli hava fotoğrafları denetlemeye elverişli şekilde bilirkişi raporuna aktarılmadığı gibi tespitten zilyetlik süresinin tespiti açısında tespit tarihinden 20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilip bilirkişilere incelettirilmemiş, böylelikle eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş ve ayrıca ...., Köyü 121 ada 1 ve 119 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar eldeki davada dava konusu olmadığı halde bu parseller hakkında da hüküm tesis edilmiştir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacılara, davalarını Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na da yöneltmeleri için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin bu suretle sağlanması halinde, Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalı; ayrıca dava konusu edilen 101 ada 1 parsel ile 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazları bütün halinde gösteren geniş çaplı kadastro paftaları ayrı ayrı getirtilmeli; yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise karar örnekleri dosya arasına celp edilmeli; taşınmazların bulunduğu yerde yetkili idarî merciler tarafından 4753 ve 5618 sayılı kanunlar uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı Özel İdare Müdürlüğünden, 4342 sayılı Kanun uyarınca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı mülkî amirlikten sorulup saptanmalı ve yapılmış ve işlemler kesinleşmiş ise mera tahsis haritası ve eki belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişisi, üç ziraat mühendisi bilirkişisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifti; getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlarla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazlar, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazların gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazların niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği tespit edilmeli; taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazların imar-ihyaya konu olup olmadığı, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve imar- ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı ve dava konusu taşınmaz bölümlerinin 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığı belirlenmeli; dava konusu taşınmazların hangilerinin 101 ada 1 parsel, hangilerinin 102 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı belirlenip bunlara ayrı ayrı harf ve rakam verilmek suretiyle, bahsedilen hususları açıklar şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı; ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmak suretiyle, dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve böylelikle yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, taşınmazların evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği ilgili tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı; mera olarak sınırlandırılması talep edilen taşınmaz bölümleri yönünden ise, varsa mera tahsis haritasının ölçeği ile kadastro paftasının ölçeği eşitlendikten sonra yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişisi eliyle her iki harita çakıştırılmak suretiyle uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktaları ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden yararlanılmalı, bu yolla dava konusu taşınmazların mera tahsis haritasının kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmeli; yetkili idarî merciler tarafından mera tahsisi yapılmamış ise yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların öncesi bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı yolunda bilgi alınmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları çeliştiği takdirde tesbit tutanağı bilirkişileri taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek beyanlar arasındaki çelişki giderilmeye çalışılmalı; meraların 3402 sayılı Kanun'un 16/B maddesi gereğince özel siciline yazılması gerektiği düşünülmeli; taşınmazın fiziksel yapısı, meyil durumu, taş ve toprak unsurundan hangisinin baskın olduğu ve mera vasfında bulunup bulunmadığı yönünden uzman ziraatçı bilirkişiden rapor alınmalı; bundan sonra, ...., Köyü 121 ada 1 ve 119 ada 4 parsel sayılı taşınmazların eldeki davada dava konusu olmadıkları dikkate alınmak suretiyle, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre açık ve infaza elverişli şekilde bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan ve eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 9, 10, 12, 13, 18, 19, 26, 27, 28, 29, 45, 50, 53, 54, 55, 60, 63, 66, 68, 69, 70, 74, 76, 78, 79, 80, 82, 83, 84, 85, 86, 88, 89, 95, 97 numaralı bentlerinde belirtilen taşınmaz bölümlerine yönelik olarak 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.