Esas No: 2021/17203
Karar No: 2022/8197
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/17203 Esas 2022/8197 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/17203 E. , 2022/8197 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapusuz Taşınmazın Tescili
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... (...) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükmün davacılar vekili ile davalılardan Hazine vekili ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacılar vekili ile davalılar Hazine ve ... vekilleri tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ve arkadaşları vekili, ... ili ... ilçesi ...., Mahallesinde yer alan bir kısım taşınmazın 1953 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakıldğını, bu taşınmazlarda müvekkili olan davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğunu belirterek, taşınmazların davacılar adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile; fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 24.01.2017 havale tarihli rapora ekli krokide "E" harfi ile gösterilen 4.904m2'lik kısmın davacılar adına 1/3'er paylarla tapuya tesciline, "D" harfi ile gösterilen 7.546 m2'lik taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili ile davalılardan Hazine vekili ve ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, ... (...) 2. Hukuk Mahkemesinin 26.04.2017 tarihli ve 2014/57 Esas, 2017/221 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacılar vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvuru taleplerinin HMK'nin 353/(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacılar vekili ile davalılar Hazine ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, fen bilirkişileri raporunda (D) rumuzu ile gösterilen alanın orman kadastro sınırlarında kaldığı, (A), (B) ve (C) rumuzları ile gösterilen alanlar yönünden davacılar lehine 20 yıllık zilyetlik süresini dolmadığı, (E) rumuzu ile gösterilen alanda davacılar yararına zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de, çekişmeli taınmazların eski tarihli belgelerde ne şejkilde göründükleri denetlemeye elverişli şekilde bilirkişi raporuna aktarılmamış, yörede yapılan orman kadastrosuna göre taşınmazların konumu ve hukuki durumu belirlenmemiş, taşınmazların imar planı kapsamında kalıp kalmadıkları ve halen tapuda kayıtlı olup olmadıkları araştırılmamış ve böylelikle eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği dosyaya getirtilmeli, yine yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilmeli, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde ne zaman yapıldığı ve kesinleşip kesinleşmediği ve dava konusu taşınmazın imar planında ne şekilde tespit gördüğü araştırılarak, alınacak cevabi yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritaları temin edilerek dosya içerisine alınmalı, bu şekilde dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişisi, bir ziraat mühendisi bilirkişisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli; orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli; tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenerek, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilmeli; yine getirtilen eski tarihli belgeler çekişmeli taşınmazla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği tespit edilmeli; taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile taşınmazın imar - ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar - ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı; ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanarak dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı ve bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli; yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden, taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği ilgili tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı ve halen tapuda kayıtlı olup olmadığı da araştırılmak suretiyle toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.