Esas No: 2012/734
Karar No: 2012/1880
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/734 Esas 2012/1880 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 09.01.1998 havale tarihli dilekçesi ile, ... 1038 ada 50 sayılı parselin 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen devlet ormanı sınırları içindeyken yine 1988 yılında yapılıp kesinleşen 6831 sayılı Yasanın 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, daha önce Hazine tarafından aynı parsel için açılan tapu iptal tescil davasının kabulüne ilişkin Üsküdar asliye 5. Hukuk Mahkemesinin 22.03.2005 gün ve 2005/2632-3230 sayılı kararının bulunduğu, bu kararı infaz ettireceği yerde yeni bir dava açmakta Hazinenin hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından, sözü edilen mahkeme kararının kesinleşmediğinden söz edilerek temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu ve daha sonra 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde sahasında kalan tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava ve tespit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1744 sayılı Yasa hükümlerine göre 02/06/1978 tarihinde ilanı yapılıp itirazsız yerlerde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile itirazlı yerlerde 17/09/1982 tarihinde ilan edilerek kesinleşen uygulama ve daha sonra 3302 sayılı Yasaya göre 10/02/1988 tarihinde ilan edilip kesinleşen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Yörede genel arazi kadastro işlemi 28/09/1957 tarihinde yapılmış, dava konusu 1038 ada 50 sayılı 5139 m2 yüzölçümündeki parsel davalının bayii Bahçelievler yapı Kooperatifi adına arsa niteliğiyle tespit ve tescil edilmiş, daha sonra ... ve paydaşlarına satılmıştır. 22/08/1995 tarihinde taşınmazın tapu kaydı üzerine "6831 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılan sahada kalmaktadır." şerhi konulmuştur.
Hazine tarafından 1038 ada 50 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken yine kesinleşmiş 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılma işleminin kesinleştiği tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle, 28.05.1998 tarihinde açılan davanın kabulüne, parselin tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya
tesciline ilişkin, Üsküdar Asliye 5. Hukuk Mahkemesinin 12.11.2002 gün ve 1998/408 - 1124 sayılı kararının davalıların temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.03.2005 gün ve 2005/2632 - 3230 sayılı kararı ile ONANDIĞI, onama kararının taraflarına en sona 12.07.2011 günü tebliği edildikten sonra süresinde karar düzeltme yolu kullanılmadığı için 27.07.2011 günü kesinleştiği anlaşılmaktadır.
İncelenen dosya kapsamı kararın dayandığı gerekçe ve Hazine tarafından, çekişmeli ... 1038 ada 50 sayılı parselin kesinleşmiş 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu savıyla açılan davanın kabulüne ilişkin 30.04.2009 gün ve 2008/155-121 sayılı kararının onanmasına ilişkin daire kararının tebliğe çıkartılması ve sonrasında kararın kesinleştirilmesi sağlanacağı yerde, Hazine tarafından aynı davalı aleyhine aynı parsel için yeniden dava açılmış, ancak davalılar tarafından derdestlik itirazında bulunulmadığından, mahkemece davaya devam edilmesi gerekirken, aynı konuda açılmış davanın karara bağlandığı ve Yargıtay tarafından onandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değilse de, yargılama sırasında Yargıtay onama kararının taraflarına en son 12.07.2011 tarihinde tebliğ edildikten sonra kesinleştiğine, Hazine kendisinin neden olduğu usul eksikliği nedeniyle kararın yararına bozulmasını isteyemeyeceği gibi, aynı taşınmaz ve aynı taraflar hakkında verilmiş mahkeme kararının kesinleşmesi nedeniyle, dava ile elde edilmek istenen amaç gerçekleştiği için yerel mahkeme kararın bozulması sonuca etkili olmayacağına ve usul ekonomisi ile bağdaşmayacağına göre, davacı Hazinenin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 14.02.2012 günü oybirliği ile karar verildi.