Esas No: 2011/17144
Karar No: 2012/1879
Karar Tarihi: 14.02.2012
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17144 Esas 2012/1879 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine, ..., ..., ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü ... mevkii 209 ada 132 parsel sayılı 19834,26 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle, kimin tarafından zilyet edildiği bilinemediği, hak kaybına neden olunmaması için Hazine adına tespit edilmiştir. ... ve ... taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescili istemiyle dava açmış, davacı ... ve arkadaşları parselin (A ) ve (B) ile gösterilen kısmının davcı ... ile ortak miras bırakanları ... miras kaldığı, taksim olmadığı, davalıların kullandığı miras payı oranında adına tescili istemiyle davaya katılmış, ...ve arkadaşları çekişmeli parselin krokisinde (C) ile gösterilen kısmının ortak miras bırakanları ... miras kaldığı taksim olmadığını davalıların taşınmazları kullandıklarını adlarına tescili iddiasıyla davaya katılmıştır. ... ve ..., ... satın aldıkları 5000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 2500 m2 bölümünün 132 sayılı parsel içinde kaldığı, tespitinin iptali ve adına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece davacılar ... ve arkadaşları, ...ve arkadaşlarının davasının KABULÜNE, diğer davacıların davalarının REDDİNE, çekişmeli 209 ada 132 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (A) ile işaretlenen 14021,13 m2 bölümünün en son parsel numarası ile paylı olarak ... ve arkadaşları, fen bilirkişi krokisinde (C) işaretli 2464,97 m2 bölümün paylı olarak ... ve arkadaşları, aynı fen bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 3348,15 m2 bölümünün tespit gibi Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm ..., ..., Hazine, ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilan edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahdidi, 1981 yılında yapılıp 13.5.1982 tarihinde ilan edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983 itirazlı yerlerde ise 30.07.1982 tarihinde ilan edilip, 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, orman kadastrosu ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması mevcuttur.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli parsellerin bulunduğu köyde seri bazda yapılan orman kadastrosunda, dava konusu yerlerin niteliğinin araştırılmadığı, resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucu verilen bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin 2004 yılına kadar, yüksek eğimli, üzerinde orman bitki örtüsü bulunan ve toprak muhafaza karakteri taşıyan hiç işlenmemiş yerlerden iken son zamanda bitki örtüsünün kaldırıldığı, zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığı belirlenerek davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına, 2004 yılına kadar yüksek eğimli makilik olduğu anlaşılan çekişmeli parselin, 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesinin karşı kavramından ve 15/7/2004 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/p, 26/a-h ve j maddeleri gereğince orman sayılacağı ve orman sınırı dışında bırakılmış olsa dahi, aynı yönetmeliğin 26/2. maddesi hükmü gereği taşınmazın orman niteliğini ortadan kaldırmayacağı, orman olarak tescili gereken yerlerden olduğu gözetilerek, orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, tespitteki niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi doğru değilse de, kararı sadece davalı gerçek kişi temyiz ettiğine, mahkeme kararı temyiz edilenin aleyhine bozulamayacağına, temyiz edenin sıfatına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile getirilen 3402 sayılı Yasanın 36/A maddesi gereğince, duruşmada kendini avukat ile temsil ettiren Hazine yararına, davalı taraf aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişilere yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 14/02/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.