Esas No: 2012/195
Karar No: 2012/1861
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/195 Esas 2012/1861 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine, katılan davacı ... ve davalılardan ...tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, 101 ada 1 ve 2 parsel sayılı sırasıyla 113631,98 m² ve 140118,08 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, 1291 tarih 28 nolu tapu kaydı ve 1936 tarih 172 numaralı vergi kaydına dayanılarak ... oğulları ... ve ... adlarına ölü oldukları belirtilerek tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazlara uygulanan tapu kaydının sabit sınırlı olmayıp genişletilmeye elverişli olduğu ve fazla olan bölümlerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden elde edilmiş olduğu iddiasıyla miktar fazlasının son parsel sayısı ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Katılan davacı ... 08/06/2001 havale tarihli harçlı dilekçesiyle, 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık olarak 40 dönümlük bölümünün kendisine ait olduğu iddiasıyla, Katılan davacı Orman Yönetimi ise 25/08/2003 tarihli harçlı dilekçesiyle taşınmazların kısmen orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla ayrı ayrı davaya katılmışlardır. Mahkemece, katılan davacı ...’ın davasının reddine, davacı Hazine ve katılan davacı Orman Yönetiminin açtığı davaların ise kısmen kabulüne ve 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazın krokide (A) ile gösterilen 9500,30 m², (F) ile gösterilen 932,15 m² ve (E) ile gösterilen 2560,10 m² bölümlerinin 101 ada 1 sayılı parselden ifraz edilerek son parsel sayısı ile orman niteliğiyle Hazine adına, 101 ada 1 parselin krokide (G) ile gösterilen 36622,55 m² bölümün 101 ada 1 parsel sayısı altında Hazine adına, 101 ada 1 parselin krokide (H) ile gösterilen 60145,90 m²’lik bölümünün ise 101 ada 1 sayılı parselden ifraz edilerek Hazine adına, 101 ada 2 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) ile gösterilen 9092,10 m², (C) ile gösterilen 3468,35 m² ve (D) ile gösterilen 598,70 m² bölümlerinin 101 ada 2 sayılı parselden ifrazı ile son parsel sayısı ile Orman niteliğiyle Hazine adına, 101 ada 2 parselin krokide (K) ile gösterilen 43377,45 m² bölümün 101 ada 2 parsel sayısı altında, (L) ile gösterilen 83581,48 m² bölümün ise 101 ada 2 sayılı parselden ifrazı ile son parsel sayısı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine, katılan davacı ... ve davalılardan ...tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1989-1991 yılları arasında 3302 sayılı yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Dava konusu ... köyü, 101 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazlar ölü olduğu belirtilerek ... oğulları ... ve ... adlarına tesbit edilmiştir. Yapılan incelemede mahkemece ölü davalılar ... ve ...’nun mirasçıları davaya dahil edilmeden, dosyada veraset ilamları ve nüfus kayıtları bulunmasına rağmen mirasçılar araştırılmadan, mirasçıların kimler olduğu ve adreslerinin tespit edilemediği gerekçesiyle
usulsüz olarak ilanen tebligat yapıldığı gözlenmiştir. Oysa İlanen tebligat en son başvurulacak bir çaredir. Mirasçıları tesbit için hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan tebligatın ilanen yapılması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır.
Mahkemenin yukarıda anlatılan bu uygulaması, ölü davalı gerçek kişilerin mirasçılarının Anayasa ile güvence altına alınan davaya karşı cevap, savunma ve delillerini bildirme imkânının kısıtlanması niteliğindedir. Oysa, savunma hakkı en tabi Anayasal haklardandır.
Anayasanın 36. maddesine göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılama hakkı hak arama özgürlüğünün uygulamaya yönelik uzantısı niteliğinde olduğundan, ölü davalıların mirasçıları belirlenip davaya dahil edilmeden, delil toplanılması, savunma ve delillerini bildirmelerine olanak verilmeden keşif kararı alınarak hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğu gibi adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkına da aykırıdır.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkili esastır. Hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. H.Y.U.Y.’nın 73. maddesi hükmünde çok açık şekilde vurgulanan kurala göre, mahkeme, tarafların hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak tarafları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden delilleri toplayıp hükmünü veremez.
Bu itibarla, ölü davalıların tüm mirasçılarının tereddütte mahal bırakmayacak şekilde belirlenip, gerekirse 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 25/1. maddesi nazara alınarak veraset ilamı düzenlenip buna göre tebligat kanunu hükümlerine uygun olarak, mirasçılara dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilip, bu davada da yer alma olanağı verilerek, dosyada taraf teşkili tamamlandıktan ve davada yer alan tüm tarafların savunma ve delillerini bildirmelerine olanak tanındıktan sonra işin esasına girilip hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili yöntemince tamamlanmadan, hukuki dinlenilme hakkı göz ardı edilerek, davanın taraflarının savunma ve delillerini bildirmelerine olanak tanınmadan, Anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkını kısıtlayacak biçimde işin esasına girilerek yazılı biçimde hüküm kurulması esaslı bir usul hatası olup mutlak bozma nedenidir. Bozma nedenine göre davacı Hazine, katılan davacı ... ve davalı ...’nun diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine ile katılan davacı ... ile davalı ...’nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 14.02.2012