Esas No: 2011/15734
Karar No: 2012/1811
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15734 Esas 2012/1811 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.07.2009 tarih ve 2009/9133 E, 2009/11214 K. sayılı bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki: Sulh Ceza Mahkemesinin 1976/278-288 sayılı kararına ekli basit kroki mahallinde uygulanmadığı keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi sulh ceza mahkemesi kararında sınırları bildirilen taşınmazın 234 ada 44, 45, 46, 50 ve 51 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu yere uyduğunu bildirdiği halde bu husus bilirkişilerce dikkate alınmamıştır. Ayrıca, memleket haritasında taşınmazların bulunduğu alanda geniş yapraklı orman ağacı işaretleri mevcuttur. Hava fotoğraflarında da taşınmazların bulunduğu alanda yeşil alanların bulunduğu görülmektedir. Yetirsiz ve çelişkili olan bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz. Mahkemece, öncelikle 234 ada da bulunan tüm parselleri bir arada gösterir kadastro paftasının bir sureti ile eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; Sulh Ceza Mahkemesi kararına esas alınan basit kroki mahallinde uygulanmalı; çekişmeli taşınmazların bir bütün olarak düşünüldüğünde 6831 sayılı Yasanın 17/1-2. maddeleri karşısındaki durumu araştırılmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma (Medeni Yasanın 713. maddesi, 3402 sayılı Yasanın 14. ve 17. maddelerindeki) koşulların araştırılması, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, davalı ...’a yöneltilen davanın husumetten reddine, dava konusu 234 ada 37 nolu parselin tespit gibi davalı ... adına, 234 ada 52 nolu parsele ilişkin tespitin kısmen iptaline ve bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen 2349,89 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ... tarafından 52 parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, temyize konu 234 ada 52 nolu parselin (A) ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, bu bölüme yönelik davalıların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2) Davalıların 52 parselin (B) ile ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, taşınmazın (B) bölümü hakkında olumlu - olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Kadastro hakimi infaz sırasında duraksama yaratmayacak biçimde düzgün sicil oluşturmakla görevli olup, taşınmazın (B) bölümünün kim ya da kimler adına tesciline karar verildiğini hüküm yerinde göstermesi gerekirken, mahkemece çekişmeli taşınmazın sadece (A) bölümüne ilişkin olarak hüküm kurmakla yetinilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasaya eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: 1) Birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının reddi ile 52 parselin (A) bölümüne yönelik usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 52 parselin (B) bölümüne yönelik olarak BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 13/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.