Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/17450 Esas 2013/32857 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/17450
Karar No: 2013/32857

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/17450 Esas 2013/32857 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/17450 E.  ,  2013/32857 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, dava dışı S.S. Esindağ ... Kooperatifinin üyesi olduklarını, kooperatif ile dava dışı ... İnşaat Ltd şirketi arasındaki inşaat sözleşmesinden kaynaklanan ihtilaflarda kooperatifi ve kooperatif ortaklarını avukat olan davalının temsil ettiğini, davalı ile arasında 15.000 TL tutarında vekalet ücreti sözleşmesi düzenlendiğini, ancak davalı avukatın ... Ltd. şirketi ile işbirliği yaparak kooperatife ve ortaklarına zarar verdiğini, bu nedenle davalıyı vekillikten haklı olarak azlettiğini ileri sürerek sözleşmede kararlaştırılan vekalet ücreti yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada ise; vekalet ücretinin ödenmediğini, tahsili için yaptığı icra takibine de haksız olarak itiraz edildiğini beyanla itirazın iptalini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine, birleştirilen 16.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/142 esas sayılı davasının tefrikine karar verilmiş; hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 23.12.2011 tarihli 2011/14893 Esas ve 2011/20285 Karar Sayılı ilamı ile kısa karar ve gerekçeli karar arasındaki uyumsuzluk sebebi hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl davanın reddine,birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, bu kez taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece verilen kısa kararda, davanın reddine denildiği halde, sonradan yazılan gerekçeli kararda asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar 2013/17450-32857
    verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297.maddesinin 2. fıkrası ile " Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü getirilmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulması, HMK" nın 297/2. madde ve fıkrasına aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazları incelenmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde davacıya, peşin alınan 280,50 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara