Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15511 Esas 2012/1741 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15511
Karar No: 2012/1741

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15511 Esas 2012/1741 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı Hazine tarafından açılan davada, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yapılan araştırmada, çekişmeli parsellerin orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu belirlenmiştir. Bunun üzerine, söz konusu parsellerin tesciline karar verilmiştir. Tapu kaydının yolsuz olarak oluştuğu tespit edilmiş ve Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazları reddedilmiştir. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 29. maddesi ile 36. maddesi arasında benzerlikler olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, keşif giderlerinin önceden belirlenmesi gerektiği, keşif tarihinden önce avansın yatırılması ve keşif sırasında harcanacak masrafların gösterilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bunların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına engel oluşturmaktadır. Harçlar Yasası'nın 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
20. Hukuk Dairesi         2011/15511 E.  ,  2012/1741 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.12.2008 tarih 2008/16212-18053 sayılı bozma kararında özetle “Yargıcın dava konusu şeyi inceleyerek onun hakkında bütün duygularıyla bilgi edinmesi olarak tanımlanabilen keşif; taşınmazlarla ilgili davalarda, dava konusunun yerinde görülüp incelenmesi biçiminde gerçekleşir (H.Y.U.Y.m. 363 vd.). Keşfe gidilebilmesi için mahkemenin bu konuda bir ara kararı oluşturması zorunludur. Bu kararda keşif giderlerinin, keşif giderini yatıracak tarafın ve bunun için gerekli önel ve kesin önelin avukatla kendini temsil ettirmeyen taraf keşif istemişse, kesin önel içerisinde giderleri yatırmamanın sonuçlarının açıklıkla anlatılması; tanık dinlenip, bilirkişi incelemesi yapılacak ise, bu hususun ve keşif günü ile saatinin belirtilmesi; bunun doğal sonucu olarak; hakim, katip ve götürülecekse mübaşir için yol tazminatının (492 sayılı Harçlar Yasası m. 34); keşif isteyen taraftan keşif aracını bizzat sağlaması istenemeyeceğinden; mahkeme, yapacağı işe, süresine ve gideceği yere göre gerekli gördüğü aracı kendisi belirleyip, temin edeceğinden, araç için ödenecek para miktarının; keşifte dinlenecek bilirkişi ve tanıkların isimlerinin ve ücretlerinin; bilirkişi ve tanıklarla, gerekiyorsa taraflara keşif gününün haber verilebilmesi için gönderilecek davetiye giderlerinin gösterilmesi yanında; yatırılacak avansın tutarı ile yatıracak tarafın ekonomik gücü, keşif tarihi ve tebligatların ulaşması için geçecek süre gözetilerek keşif gününden önceye rastlayan bir tarihin belirlenmesi ve bunda Tebligat Yasası ile Tebligat Tüzüğünün gözönünde tutulması zorunludur.
    Anılan hususları kapsamayan ve belirlenecek bir miktarın keşif gününe kadar yatırılması biçiminde kurulacak ara kararı ve buna dayalı olarak verilecek önel ve kesin önelin uygulamada H.Y.U.Y. m.414, 163 açısından bir sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır (H.G.K. 26.02.1975 T. 1972/1-1273 E. 1975/258 K; H.G.K. 18.02.1983 t, 1980/1-1284 E. 1983/141 K. H.G.K. 30.12.1992 t. 1992/16-666 E., 1992/769 K.; 20.H.D. 14.12.1992 t, 1992/16198-7040).
    Öte yandan, bu koşulların tam olarak yerine getirilmemesi, keşif giderlerine itiraz hakkı olan gider yükümlüsünün bu hakkını kullanmasına da engel oluşturur.
    Kadastro mahkemelerinde belirtilen genel hükümler, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 29’ncı maddesi kıyas yoluyla, aynı Yasanın 36’ncı maddesine göre işlem yapılması hallerinde de aynen uygulanır.
    Yukarıda açıklanan Yasa ve yerleşmiş Yargıtay uygulamasına aykırı olarak kurulan ara kararları sonucu verilen önel ve kesin önele dayanılarak, keşif giderlerinin Yasal sürede yatırılmadığından söz edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması bozma nedenidir. Ayrıca,
    çekişmeli taşınmazların 6831 sayılı Yasanın 17. maddesi anlamında orman içi açıklık olup olmadığının da araştırılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüyle 381 ada 1 parselin orman vasfıyla Hazine adına, 115 ada 3-7, 116 ada 7,117 ada 8 ve 120 ada 7 sayılı parselerin tespit gibi davalılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından 115 ada 3-7, 116 ada 7,117 ada 8 ve 120 ada 7 sayılı parselere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına ve kararın dayandığı gerekçeye göre uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli 115 ada 3-7, 116 ada 7,117 ada 8 ve 120 ada 7 parsel sayılı taşınmazların orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu, davacı Hazine tarafından ... köyünde 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin tescilinin istendiği ve talep sonucunda tahdit dosyasında mevcut orman sayılmayan alanların da 2/B maddesi kapsamında değerlendirilerek zuhulen zabit kaydının ... köyü için 20.2.2001 tarih 28,29 ve 30 sırada kayıtlı tapu kaydı ile Hazine adına 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu belirtilmek sureti ile tescilinin yapıldığı, iş bu zabıt kaydının 2/B maddesi ile ilgisinin bulunmadığı, taşınmazların orman sınırları dışında ziraat alanı olarak bırakılan kısımda kaldığı ve Hazinenin dayandığı tapu kaydının yolsuz olarak oluştuğu anlaşıldığından Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere yönelik usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 13/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara