Esas No: 2021/12438
Karar No: 2022/8430
Karar Tarihi: 24.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/12438 Esas 2022/8430 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/12438 E. , 2022/8430 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro çalışmaları sırasında ... İli ... İlçesi ....., Köyü 256 ada 3 parsel 29.411m2 yüzölçümüyle tarla vasfında, 256 ada 3 parsel 22.418,12m2 yüzölçümüyle ev ve tarla vasfında ½ payı ... ½ payı ise ....,adına tespit edilmiştir.
Davacılar vekili; ırsen intikal ve eklemeli zilyetliğe dayanarak davalının çekişmeli taşınmazlara yönelik müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmitir.
Dava devam ederken çekişmeli taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmesi üzerine dosya Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır.
Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davacıların ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları davada ileri sürdükleri müdahalenin men'i talebinin reddine; ... İli ... İlçesi Büyükalan Mahallesi 256 ada 3 ve 13 parsellerin malik hanesine 1/2 payı ..., 1/2 payı ... adına doldurularak tapuya bu şekliyle tespit ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Genel mahkemelerde açılan dava devam ederken bölgede kadastro çalışması yapılması neticesinde dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle dava dosyaları Kadastro Mahkemesine devredilmiş olup davada 3402 sayılı Kanun'un 30/2 maddesi şartları mevcuttur.
Mahkemece, 3402 sayılı Kanun'un 30/2 maddesi uyarınca gerçek hak sahibi re'sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Dava konusu taşınmazların kadastro tespit tutanakları 3402 sayılı Kanun'un 30/2. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi belirlenerek doldurulmalıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 5., 26., 27. ve 30/2. maddelerinde, kadastro tesbit tarihinden önce dava konusu olan taşınmazlar hakkında ne gibi işlem yapılacağı gösterilmiştir. 3402 sayılı Kanun'un 27., 28. ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerinin 3402 sayılı Kanun'un 30/2. maddesi gereğince gösterecekleri delillerle Mahkemece re'sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazların gerçek hak sahibi ya da sahipleri adına tesbit ve tapuya tesciline karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Hazine, Orman İdaresi, davalı taşınmazların bulunduğu ilgili İlçe Belediye ve Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için Mahkemece davacıya süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkili sağlanmalıdır.
Diğer yandan Mahkemece yapılan yargılamada yörede yapılan orman tahdidi uygulanmamış, hava fotoğrafları incelenmemiş, çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmamış zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı tespit edilmemiştir. Buna göre Mahkemece gerçek hak sahibini belirlemekten uzak keşif ve raporlara dayanılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Kabule göre de taraflar arasında görülüp kesinleşen 2002/456 Esas, 2003/512 Karar sayılı hükmünün değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür. Söz konusu hükümde F ile gösterilen ve güncel olarak 256 ada 136 parselin bir kısmına isabet eden taşınmazla ilgili verilen önceki karar, taşınmaza müdahalenin men'ine ilişkin olmayıp davacıların davalıların miras payına müdahalesinin men'ine yönelik olduğuna göre bu kısma ilişkin temyize konu karardaki değerlendirme de yerinde değildir.
Hâl böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle davacılara davalarını Hazine, Orman İdaresi ve Belediye Başkanlıklarına yöneltmeleri için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkili sağlandığında delilleri sorulup saptanmalı, bildirildiği taktirde delilleri toplanmalı daha sonra yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile 1980, 1985, 1990 yıllarına ait hava fotoğrafları ve varsa amenajman ile taşınmazların bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ve dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde kesinleşip kesinleşmediği ve onay tarihi, ayrıca dava konusu taşınmazların imar planında ne şekilde tespit gördüğü araştırılarak, alınacak cevabi yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritalar ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden inceleme ve keşif yapılmalıdır.
Keşif sırasında çekişmeli taşınmazla ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle temyize konu taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak, dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği dehava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazların önceki ve halen niteliğinin ne olduğu, kullanım durumu ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli; üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile imar-ihyaya konu olup olmadığı, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı ve temyize konu bölümün 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinmde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığı açıklattırılmalı; klizimetre (eğim ölçer) cihazı ile taşınmaz bölümlerinin gerçek eğiminin (en düşük, en yüksek ve ortama eğiminin) memleket haritasındaki münhanilerden de yararlanılarak belirlenmeli; taşınmazların imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyor ise ne şekilde işlem gördüğü keşfen de tespit edilmeli; ayrıca orman sınır noktaları, tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazların orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli; tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli; çelişki bulunmakta ise çekişmeli parsel yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki, tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır. Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden taşınmazların toprak yapısını, önceki ve halen mevcut niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de taşınmazların orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun anlaşılması halinde taraflar arasında görülüp kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/456 Esas, 2003/512 Karar sayılı kararıyla B ve E kısımlarına müdahalelerinin men'ine ve F kısmına ilişkin olarak ise miras paylarına yapılan müdahalenin men'ine karar verilmiş olduğu da gözetilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 24.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.