Esas No: 2021/1232
Karar No: 2022/12200
Karar Tarihi: 15.09.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/1232 Esas 2022/12200 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/1232 E. , 2022/12200 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 2007/10-85 Esas, 2007/109 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, aralarında bağlantı bulunsa dahi, sahtecilik suçu dışındaki diğer suçların yargılamalarının kaçakçılık suçu yargılaması ile birlikte görülemeyeceğine ilişkin kararı gereğince, 6136 sayılı Kanuna muhalafet ve kaçakçılık suçlarının tefrik edilerek kovuşturmaların ayrı ayrı yapılması gerektiği gözetilmeden aynı kovuşturmayla her iki suçtan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2. Anayasa Mahkemesini'nin 02.08.2022 tarihli ve 31911 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 esas, 2022/44 sayılı kararı ile; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan "...kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış..." ibaresinin "...seri muhakeme usulü..." yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde düzenlenen suçun seri yargılama usulüne tabi olması karşısında; sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250. Maddesinde düzenlenen seri yargılama usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdii edilmesinde zorunluluk bulunması,
3. Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. ve 3/10. madde ve fıkraları gereğince uygulama yapılması ve yine aynı Yasanın 3/22. maddesinin de uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç tarihinde yürürlükte bulunmayan 6455 sayılı Yasanın 3/18. maddesi gereğince yazılı şekilde hüküm tesisi,
4. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasa'ya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
5. TCK'nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E. - 2015/85 K. sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
6. Suça konu eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.