Esas No: 2021/13992
Karar No: 2022/8490
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/13992 Esas 2022/8490 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/13992 E. , 2022/8490 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Uygulama kadastrosu sırasında, ....,ilçesi ....,Köyü çalışma alanında ve tapuda davalı ... adına kayıtlı bulunan eski 66 parsel sayılı 8.040 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 106 ada 14 parsel numarasıyla ve 8.403,87 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ......, adına kayıtlı bulunan eski 64 parsel sayılı 3.280 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 106 ada 16 parsel numarasıyla ve 2.920,79 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına kayıtlı bulunan eski 62 parsel sayılı 5.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 106 ada 18 parsel numarasıyla ve 5.203,97 metrekare yüzölçümlü olarak ve davacı ... adına kayıtlı bulunan, eski 63 parsel sayılı 7.100 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 106 ada 17 parsel numarasıyla ve 6.626,38 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 65 parsel sayılı 7.600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise 106 ada 15 parsel numarasıyla ve 7.446,80 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir.
Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazların yüzölçümünün eksildiğini ve bu eksikliğin davalılara ait taşınmazlardan kaynaklandığını ileri sürerek, eski hale getirilmesi istemiyle, Hazine ve komşu taşınmaz malikleri olan davalılar aleyhine dava açmıştır.
Mahkemece verilen, davanın kısmen kabulüne, 106 ada 17 parsel sayılı taşınmazın uygulama tespiti gibi tesciline, 106 ada 14 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 316,06 metrekarelik bölümünün 106 ada 15 parsel sayılı taşınmaza eklenerek, 106 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 7.762,86 metrekare olarak, 106 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ise 8.087,81 metrekare olarak tapuya tesciline, dosya içerisinde bulunan her iki fen bilirkişi rapor ve krokisinin kararın eki sayılmasına, davaya konu olmadığı anlaşılan 106 ada 16 ve 106 ada 18 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kadastro tutanak asıllarının Alaşehir Kadastro Müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin önceki hüküm, davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2015/3638 Esas, 2016/4254 Karar sayılı ilamıyla; "davanın; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesine göre yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olduğu, bu nitelikteki davalarda husumetin, yüzölçümünde artış ya da eksilme olan komşu parsel maliklerine yöneltilmesi gerektiği, somut olayda, çekişmeli taşınmazların hiç birisi tapuda, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen Hazine adına kayıtlı olmadığı açıklanarak, davalı Hazine aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi ve davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine vekalet ücretine hükmedilmesi" gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda yapılan yargılama neticesinde verilen, davanın kısmen kabulüne, 106 ada 17 parsel sayılı taşınmazın uygulama tespiti gibi tesciline, 106 ada 14 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 316,06 metrekarelik bölümünün, taşınmazdan ifrazı ile 106 ada 15 parsele ilave edilmesine, böylece 106 ada 14 nolu parselin 8.087,81 metrekare ve 106 ada 15 nolu parselin ise 7.762,86 metrekare yüzölçümüyle tapuya tesciline, davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 500,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalı Hazineye verilmesine ilişkin ikinci hükmün, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazı üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 2017/1576 Esas, 2020/5248 Karar sayılı ilamıyla; "bozma ilamına uyulduğuna göre davalı Hazine aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, bu yönde karar verilmeyerek davalı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış hakkın ihlal edilmesinin isabetsizliğine" işaret edilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalı Kadastro Müdürlüğü yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile 206 ada 27 parsel, 26 parsel ve 29 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastro tespitlerinin iptaline, 206 ada 27 parsel (eski 2368 parsel) sayılı taşınmaza, 19.04.2021 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide "A" harfi ile gösterilen 825,36 m² bölümün 206 ada 29 parselden, "B" harfi ile gösterilen 759,51 m² bölümün de 206 ada 26 parselden alınarak eklenmesine, 206 ada 27 parsel sayılı taşınmazın neticeten 13.499,35 m² yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline, 206 ada 29 parsel (eski 2415 parsel) sayılı taşınmazdan, 19.04.2021 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide "A" harfi ile gösterilen 825,36 m²'lik kısım çıkartılarak, neticeten 27.481,54 m² yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline, 206 ada 26 parsel (eski 2367 parsel) sayılı taşınmazdan, 19.04.2021 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide "B" harfi ile gösterilen 759,51 m²‘lik kısmın çıkartılarak, neticeten 16.765,16 m² yüzölçümü ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... Molla mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu edilen taşınmazlar Alaşehir ilçesi ...., Köyü 106 ada 14, 15, 16, 17 ve 18 parseller olup Mahkemece, tarafların yüzüne karşı tefhim edilen kısa kararda, dava konusu olmayan Salihli ilçesi ...., Mahallesi 206 ada 26, 27 ve 29 parsel sayılı taşınmazlar hakkında karar verildiği ancak dava konusu taşınmazlar hakkında her hangi bir hüküm kurulmadığı; gerekçeli kararda, "Kararın hüküm kısmında sehven dava konusu il, ilçe, ada parsel ve yüzölçümlerinin yanlış yazıldığı anlaşılmış olmakla, kısa karar değiştirilmemiş olup HMK'nin 304. maddesi kapsamında resen hükmün tashihi yapılmıştır." denilmek suretiyle, gerekçeli kararın alt kısmında "HMK 304. maddesi gereğince tashih şerhi" başlığı altında 106 ada 14, 15, 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar hakkında hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’ nin 304/1. maddesinde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların, Mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği ifade edilmiş olup, eldeki davada, kısa kararda davanın konusu olmayan taşınmazlar hakkında karar verilmesi maddi hata niteliğinde olmadığından bu yanlışlığın hükmün tashihi (HMK m. 304) yoluyla giderilmesi hukuken mümkün değildir.
Gerekçeli karara, kısa kararda olmayan taşınmazların eklenmesi usule ve yasaya aykırı olup, böylelikle kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulmuştur. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki bu uyumsuzluk mahkemelere olan güveni sarsmaktadır. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK. md. 298/2). Kısa kararla gerekçeli kararın aykırı olması bozma nedenidir. Bozmadan sonra, önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydıyla hakim vicdani kanaatine göre karar verebilir (10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı).
Bu itibarla, tarafların hak ve yükümlülüklerini tam olarak belirten ve infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde 6100 sayılı HMK 297. maddeye uygun olarak bir karar vermek gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru usul ve yasaya uygun bulunmadığından, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...... mirasçıları vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.