Esas No: 2012/2007
Karar No: 2012/1687
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/2007 Esas 2012/1687 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi katılan-davacı ... ve Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2008 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü;
1) 115 ada 10 parsel sayılı 4170.22m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla,
2) 125 ada 7 parsel sayılı 3728.59m2 yüzölçümündeki taşınmaz ev, iki samanlık, ahır, fırın, su deposu ve bahçesi,
3) 127 ada 42 parsel sayılı 7835.96m2 yüzölçümündeki taşınmaz samanlık ve bahçesi,
4) 127 ada 45 parsel sayılı 1104.68m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla,
5) 127 ada 49 parsel sayılı 1002.69m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla,
6) 127 ada 50 parsel sayılı 2401.40m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla,
7) 127 ada 51 parsel sayılı 1357.27m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla,
8) 230 ada 11 parsel sayılı 6362.53m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla,
9) 230 ada 9 parsel sayılı 1163.91m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliği ile İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/ 37 Esas Sayılı dosyasında davalı olması nedeniyle malik haneleri boş bırakılmak suretiyle;
10) 126 ada 9 parsel sayılı 1121m2 yüzölçümündeki taşınmaz ve
11) 112 ada 15 parsel sayılı 939.57m2 yüzölçümündeki taşınmaz ...,
12) 230 ada 12 parsel sayılı 942.06m2 yüzölçümündeki,
13) 137 ada 8 parsel sayılı 823.69m2 yüzölçümündeki,
14) 137 ada 5 parsel sayılı 5794.84m2 yüzölçümündeki,
15) 129 ada 9 parsel sayılı 887.28m2 yüzölçümündeki,
16) 127 ada 27 parsel sayılı 5061.87m2 yüzölçümündeki,
17) 127 ada 22 parsel sayılı 6499.41m2 yüzölçümündeki,
18) 112 ada 19 parsel sayılı 1738.50m2 yüzölçümündeki taşınmazlar ise, tarla niteliğinde belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2’şer payla ... ve ... adlarına tespit edilmişlerdir. İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinde davacılar ... ve ... tarafından açılan tescil davasında ... çekişmeli yerlerde kendisinin de kök murislerden gelen payı bulunduğu iddiası ile davaya katılmış, dava dosyası yörede genel arazi kadastrosuna başlanarak taşınmazlar hakkında tespit tutanağı düzenlenmiş olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Diğer yandan, ... ve ... adlarına tespit gören 126 ada 9; 112 ada 15; 230 ada 12; 137 ada 8; 137 ada 5; 129 ada 9; 127 ada 27; 127 ada 22 ve 112 ada 19 parsellere karşı ... tarafından aynı iddia ile açılmış bulunan kadastro tespitine itiraz davası temyize konu dava dosyası ile birleştirilmiş, ... 125 ada 7 parsel üzerinde bulunan fırının kendisine ait olduğunu ileri sürerek davaya katılmıştır. Yapılan yargılama sonucunda 125 ada 7 parselin bilirkişi krokisinde (B) harfi ile gösterilen 41.22m2lik katılan ..., geriye kalan 3687.37m2’lik bölümü ile 115 ada 10, 127 ada 42, 127 ada 45, 127 ada 49, 127 ada
50, 127 ada 51, 230 ada 11, 230 ada 9 parsellerin 1/4 payla ..., 3/4 payla ... adlarına tapuya tesciline, 126 ada 9, 112 ada 15, 230 ada 12, 137 ada 8, 137 ada 5, 129 ada 9, 127 ada 27, 127 ada 22 ve 112 ada 19 parsellerin ise tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm katılan ... tarafından kendisinin çekişmeli taşınmazlardaki payının verilmediği, Hazine tarafından ise, Asliye Hukuk Mahkemesinden aktarılan ve malik haneleri boş olarak tespit gören 125 ada 7, 115 ada 10, 127 ada 42, 127 ada 45, 127 ada 49, 127 ada 50, 127 ada 51, 230 ada 11, 230 ada 9 sayılı parsellerin orman niteliğinde olduğu iddiası ile temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
1) Çekişmeli taşınmazların bir bölümünde davacı, bir bölümünde katılan durumunda olan ... bu parsellerin tamamının öncesinde kök murisler ... ve ...’ya ait olduğu; bu kişilerden ...’in çocuksuz ölmesi ve kendisinin kardeşi olması nedeniyle mirasçısı olduğu, mahkemece kabul gören ve ... payının ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devredildiği hususunun geçerli olmadığını ileri sürmektedir. Dosya arasında bulunan 12/12/1995 tarihli ve muris ... tarafından köy muhtarı, aza ve iki tanık huzurunda imzalanmış bulunan senette ... tarafından ... köyündeki tüm taşınmazları ile bankadaki paralarının kendisine ölünceye kadar bakması kaydıyla ...’e bağışlandığı hükme bağlanmıştır. Tescil dosyasında ve kadastro mahkemesince yapılan keşiflerde taşınmazlar birer birer gezilmiş, dinlenen yerel bilirkişi ve zilyetlik tanıkları ile senet tanıkları çocuksuz olan muris ...’in ölünceye kadar kardeşi Mustafa yanında kaldığı, kardeşinin kızı olan ... ile damadı tarafından ölene kadar bakıldığı, aslında bağışın 1977 yılında yapılmakla birlikte bu işlemin daha sonra 1995 tarihli senet düzenlenerek resmileştirildiğini belirtmişlerdir. Bu nedenle davacı ve katılan ...’nun temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; Hazine çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden oldukları iddiası ile temyize gelmiştir. Mahkemece asliye hukuk mahkemesinden aktarılan ve malik haneleri boş olarak tespit gören 125 ada 7, 115 ada 10, 127 ada 42, 45, 49, 50, 51 ve 230 ada 9 ve 11 parsellerin zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu ve 3402 ssayılı Yasanın 14 ve 17. maddelerinde hükme bağlanan koşulların kişiler yararına oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Ormanlar, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlikle kazanılamazlar. Davacıların sürdürdüğü zilyetliğin hukukça değer taşıması öncelikle çekişmeli yerlerin zilyetlik yoluyla kazanılabilecek yerlerden olmasına, dolayısıyla orman olmamasına bağlıdır. Bu nedenle taşınmazların devlet ormanı sayılan yerlerden olup olmadığının da belirlenmesi gereklidir. Kaldı ki, Hazine temyiz dilekçesinde taşınmazların orman olduğunu ileri sürmektedir.
Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede daha önce orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, bu hususta araştırma yapılmamıştır. Bu yerde orman kadastrosu yapılmışsa, kural olarak: bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de, o yerde köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan ve 4785 sayılı Yasa hükümleri uygulanarak orman kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Çünkü, 3116 sayılı Yasa sadece devlet ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle; 4785 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen tahdit harita ve tutanakları sınır dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukuki durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazların orman olup olmadığının 4785, 5658 Sayılı Yasalar ile 05.11.2003 gün 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuş ve iade koşulları yasada gösterilmiştir.
Bu nedenle; mahkemece çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılıp kesinleşen bir orman kadastrosunun bulunup bulunmadığı Orman İşletme Müdürlüğünden araştırılarak, bulunması halinde orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin dosyaya getirtilmesi; önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu
konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu ve fen memurundan oluşturulacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazların tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Yapılacak araştırma sonucunda kesinleşen orman kadastrosunun bulunmadığının anlaşılması halinde ise yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ile tespit tarihi olan 2006 yılından 20 yıl öncesine ait memleket haritası ve topografik haritası getirtilerek ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: 1) Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı - katılan ...’nun temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.