Esas No: 2021/13229
Karar No: 2022/8644
Karar Tarihi: 31.10.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/13229 Esas 2022/8644 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/13229 E. , 2022/8644 K.Özet:
Seferihisar ilçesi Mahallesinde bulunan bir taşınmazın tapusunun, Hazine adına tescili veya tescil harici bırakılması istemiyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, önceki hükümde taşınmazda tapu kaydı miktar fazlası olmadığı ve taşınmazın evveliyatı itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmayan yerlerden olmadığı belirlendiği için davacının talebinin reddine karar verilmiştir. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin kararlarında ise, tapu kaydının dava konusu yere uyup uymadığı ve kapsamı usulüne uygun biçimde belirlenmeden, yetersiz araştırma ve incelemeyle hüküm kurulduğu gerekçesiyle, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin isabetsizliğine değinilerek karar düzeltme talebinin kabulü ile onama kararının kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uygun olarak yapılan son yargılamada da davanın reddine karar verilmiştir. Kararda, temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, hükmün usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunduğu için onanmasına karar verilmiştir. HUMK'un 440/I maddesi gereğince tarafların Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceği ve harçtan muaf oldukları belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: HUMK'un 237. maddesi, HUMK'un 440/I maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... asıl ve birleşen dava dosyasında, Seferihisar ilçesi ...., Mahallesinde kain tapunun 106 ada 1 parsel numarasında kayıtlı bulunan taşınmazın 125.444 m2 yüzölçümlü olarak davalı adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini, Seferihisar Kadastro Mahkemesinin 5.10.2007 gün ve 1987/108 Esas, 2007/1 Karar sayılı ilamı gereğince yapılan bu tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğunu, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup, ormana bitişik konumda bulunduğunu, zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, kök tapunun değişir ve genişletilmeye elverişli nitelikte hudutlar içerdiğini, Hazinenin anılan kadastro tespitine itiraz davasında miktar fazlasını talep ettiğini, kök tapunun taşınmaza uymadığını, taşınmazın zilyetlikle iktisaba elverişli olmadığını, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince, taraflarınca o davada tapu miktar fazlası talep edildiğinden ve Mahkemece talepten fazlaya karar verilemeyeceği bildirildiğinden, talepleri gibi tapu miktar fazlasının Hazine adına tesciline, bakiye kısmın ... adına karar verildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde taşınmazın tescil harici bırakılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı ... vekili, aynı taşınmazla ve aynı taraflarla ilgili olarak Seferihisar Kadastro Mahkemesinin 05.10.2007 tarih ve 1987/108 Esas, 2007/1 Karar sayılı Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 30.09.2009 tarihli ve 2009/7649 Esas, 2009/13889 Karar sayılı ilamları ile onanmış ve tashihi karar talepleri red edilmiş olan Yargıtay kararı bulunduğunu belirterek, HUMK'un 237. maddesi kapsamında kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Birleşen dosya davalısı ... vekili ise, müvekkili olan davalının taşınmazı Toraman ... isimli kişiden aldığını, bu parselle ilgili olarak dava dosyasının davalı lehine kesinleştiğini, dosyanın kesinleşmesi sebebi ile davalının bizzat çağrıldığını ve tapusunun kendisine verildiğini, yolsuz tescilin söz konusu olamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece verilen, asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin önceki hüküm, davacı Hazinenin temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 14.11.2018 tarih ve 2016/7767 Esas, 2018/7394 Karar sayılı ilamıyla özetle; "İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı ... tarafından dava konusu parsele uygulanan tapu kaydının miktarına değer verilmesi gerektiği halde davalı adına tapu kayıt miktarından fazla tespit yapıldığını ileri sürerek kadastro mahkemesinde dava açıldığı, Mahkemece davanın kabulüne ve taşınmazın tapu kaydının miktar fazlasının Hazine adına tesciline karar verildiği ve bu kararın Hazine tarafından temyiz edilmediği, eldeki dava konusu 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığının her iki dava dosyasında da belirlendiği gibi taşınmazda tapu kaydı miktar fazlası da bulunmadığı ve taşınmazın evveliyatı itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığı belirlenerek davanın reddine dair hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı," açıklanarak onandıktan sonra, davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilme yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2019/428 Esas, 2019/1292 Karar sayılı ilamıyla; "davalıların dayandığı tapu kaydının keşifte zemine uygulanmadığı, tapu kaydının dava konusu yere uyup uymadığı ve kapsamı usulüne uygun biçimde belirlenmeden, yetersiz araştırma ve incelemeyle hüküm kurulduğu açıklanarak, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilerek karar düzeltme talebinin kabulü ile onama kararının kaldırılmasına ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 31.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.