Esas No: 2022/6677
Karar No: 2022/8743
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/6677 Esas 2022/8743 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/6677 E. , 2022/8743 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davacı ... İdaresi temsilcisi ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, Konya İli Bozkır İlçesi Kızılçakır mahallesi çalışma alanında bulunan; 244 ada 1 parsel sayılı 9.543,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile Leyla Kaya adına, 244 ada 2 parsel sayılı 2.943,03 metrekare ve 244 ada 21 parsel sayılı 2.545,52 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar hali arazi vasfı ile Hazine adına, 244 ada 3 parsel sayılı 1.897,00 metrekare ve 244 ada 17 parsel sayılı 4.310,91 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tarla vasfı ile ... adına, 244 ada 4 parsel sayılı 2.015,48 metrekare ve 244 ada 5 parsel sayılı 8.104,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tarla vasfı ile Kadir Demiraslan adına, 244 ada 6 parsel sayılı 4.018,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına, 244 ada 7 parsel sayılı 2.511,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına, 244 ada 8 parsel sayılı 7.002,50 metrekare ve 244 ada 10 parsel sayılı 3.843,40 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tarla vasfı ile İdris Ünlü adına, 244 ada 9 parsel sayılı 5.350,10 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına, 244 ada 11 parsel sayılı 3.159,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına, 244 ada 12 parsel sayılı 1.888,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına, 244 ada 13 parsel sayılı 3.263,62 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına, 244 ada 14 parsel sayılı 1.918,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına, 244 ada 15 parsel sayılı 6.455,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına, 244 ada 16 parsel sayılı 8.154,52 metrekare ve 244 ada 18 parsel sayılı 10.634,83 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tarla vasfı ile ... adına, 244 ada 19 parsel sayılı 12.667,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile Ayşe Toros adına, 244 ada 20 parsel sayılı 9.409,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tarla vasfı ile ... adına tespit edilmişlerdir.
Davacı ... İdaresi, kısmı askı ilan süresi içinde 147 ve 148 numara ile gösterilen taşınmazların orman vasfı ile Hazine adına tescillerini talep etmiş, daha sonra yörede kadastro çalışması yapılınca çekişmeli herbir parsel için ayrı ayrı kadastro tespitine itiraz davası açmıştır.
Dava dilekçesinde 147 numarada gösterilen taşınmazların davaya konu çekişmeli taşınmazlar olduğu, 148 numarada gösterilen taşınmazın orman vasfı ile Hazine tespit gören 101 ada 1 parsel olduğu belirlenmekle Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parseller hakkında ayrı ayrı açılan tüm dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine; 244 ada 1 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla miras payları oranında davalı ... Kaya mirasçıları adına; 244 ada 2 parsel ve 244 ada 11 parsel sayılı taşınmazların aynı yüzölçümü ve orman vasfıyla Hazine adına; 244 ada 3 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla miras payları oranında davalı ... mirasçıları adına; 244 ada 4 parsel ve 244 ada 5 parsel sayılı taşınmazların aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı ... adına; 244 ada 6 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı ... adına; 244 ada 7 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı ... adına; 244 ada 8 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla miras payları oranında davalı ... mirasçıları adına; 244 ada 9 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin 29.04.2015 tarihli raporunda 9A harfiyle gösterdiği 2.366,95 metrekare yüzölçümündeki bölümün orman vasfıyla Hazine adına, 9B harfiyle gösterilen 2.983,15 metrekare yüzölçümündeki bölümün tarla vasfıyla davalı ... adına; 244 ada 10 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişinin 29.04.2015 tarihli raporunda 10A harfiyle gösterdiği 1.872,57 metrekare yüzölçümündeki bölümün orman vasfıyla Hazine adına, 10B harfiyle gösterdiği 1.970,83 metrekare yüzölçümündeki bölümün tarla vasfıyla miras payları oranında davalı ... mirasçıları adına; 244 ada 12 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı ... adına; 244 ada 13 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı ... adına; 244 ada 14 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı ... adına; 244 ada 15 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla miras payları oranında davalı ... mirasçıları adına; 244 ada 16 parsel ve 244 ada 18 parsel sayılı taşınmazların aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı ... ... adına; 244 ada 17 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla miras payları oranında davalı ... mirasçıları adına; 244 ada 19 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı ... Toros adına; 244 ada 20 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı ... adına; 244 ada 21 parsel sayılı taşınmazın aynı yüzölçümü ve tarla vasfıyla davalı ... adına tapuya kayıt ve tescillerine; Konya İli Bozkır İlçesi Kızılçakır Mahallesi 101 ada 1 parsel sayılı taşınmaz dava konusu olmadığından kadastro tutanak aslının olağan yollardan kesinleştirilmek üzere Bozkır Kadastro Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... İdaresi temsilcisi ve davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Orman İdaresi tarafından kısmı aski ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davası devam ederken bölgede kadastro çalışması yapılması neticesinde dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş olup davada 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi şartları mevcuttur. Mahkemece, anılan kanun hükmü uyarınca gerçek hak sahibi re'sen belirlenecek, davada taraf olmayanlar adına dahi tescile karar verilebilecektir. Dava konusu taşınmazların kadastro tesbit tutanakları bu kanun maddesi uyarınca gerçek hak sahibi belirlenerek doldurulmalıdır.
Öte yandan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 5., 26., 27. ve 30/2. maddelerinde, kadastro tesbit tarihinden önce dava konusu olan taşınmazlar hakkında ne gibi işlem yapılacağı gösterilmiştir. Anılan Kanun'un 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tesbit tutanağında yazılı hak sahiplerinin Kanun'un 30/2. maddesi gereğince gösterecekleri delillerle mahkemece re'sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi ya da sahipleri adına tesbit ve tapuya tesciline karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda çekişmeli taşınmazların bulunduğu Bozkır İlçe Belediye Başkanlığı ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığının davada taraf olması gerekmektedir. Ayrıca çekişmeli taşınmazlardan 244 ada 11 parsel sayılı taşınmaz Kızılçakır Köyü adına tespit gördüğü ve davalı olduğu için karar başlığında gösterilmiş ise de karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince Kızılçakır köyünün tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katıldıklarından Kızılçakır köyünün karar başlığında gösterilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle Mahkemece Bozkır İlçe Belediye Başkanlığı ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmesi için davacıya süre ve imkan tanınmak suretiyle taraf teşkili sağlanmalıdır.
Diğer yandan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki hükme dayanak yapılan ziraat ve orman bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazların eğiminden bahsedilmiş ise de eğimin neye göre belirlendiği, klizimetre ile ölçülüp ölçülmediği açıklanmamış, taşınmazların niteliğinin saptanması bakımından bulunduğu yeri kapsar en eski tarihli dahil stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde usulünce inceleme yapılmamış, çekişmeli taşınmazlara ilişkin fotometrik ve fotogrametrik paftalar getirtilmemiş, keşif sırasında çekilecek yakın plan ve panoramik fotoğraflardan yararlanılmamış, hükme dayanak bilirkişi raporlarında sadece 1959 tarihli hava fotoğrafının incelenmesi ile yetinilmiş, taşınmazların ne şekilde kullanıldıkları, evveliyatlarının ne olduğu ve zirai faaliyete konu olup olmadıkları, toprak yapıları, bitki örtüleri, tarımsal nitelikleri ve üzerindeki zilyetliklerin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, ekonomik amaca uygun tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadıklarını, zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadıklarını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli raporlar alınmadan soyut içerikli ve denetime elverişsiz teknik bilirkişi raporlarına itibar edilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Hâl böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, öncelikle davacıya davasını Bozkır İlçe Belediye Başkanlığı ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkili sağlandığında delilleri sorulup saptanmalı, bildirildiği taktirde delilleri toplanmalı; daha sonra yöreye ait en eski tarihli dahil memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyedlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazlar, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazların gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazların niteliği, kullanım durumları ile tasarruf sınırlarının belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, üzerilerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile imar-ihyaya konu olup olmadıkları, olmuş iseler imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadıklarını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadıkları, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmedikleri ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraatçi bilirkişiden taşınmazların evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadıkları, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanun'u ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... İdaresi temsilcisi ve davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.