Esas No: 2013/32534
Karar No: 2013/32475
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/32534 Esas 2013/32475 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 27.01.2013 tarihinde davalı şirketin temsilcileri tarafından ..."da bulunan bir otele devre tatil tanıtımı amacıyla götürüldüklerini, hiç niyeti yokken psikolojik baskı yapılarak toplam 15.100 TL"lik devre mülk sözleşmesi imzaladığını, sözleşme yapıldığı sırada sözleşmeyi okuma imkanı verilmediğini, evde incelediğinde kendisine söylenen ile yazılanların farklı şeyler olduğunu anladığını, ertesi gün firmayı arayarak senetlerini istediğini, ancak senetlerin gönderilmediğini, sözleşme noter ya da tapuda yapılmadığından kapıdan satış hükmünde olduğunu, bu süre içerisinde hiç tatil hizmeti almadığını ileri sürerek sözleşmenin feshine,15.100 TL"lik senedin iptaline, ... olduğu 150,00 TL"nin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, HMK."nın 320.maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilerek davanın kabulüne karar verilmiş; karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Savunma hakkı Anayasanın 36.maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nun 27.maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK."nın 320/1.maddesinde "mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği" belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve "mümkün olan hallerde" olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir. HMK"nın 27.maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hal böyle olunca, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.