Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/7501 Esas 2012/13411 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7501
Karar No: 2012/13411

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/7501 Esas 2012/13411 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/7501 E.  ,  2012/13411 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve asıl müdahil Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Köyü, ... Mevkii, 111 ada 150 parsel sayılı taşınmaz, tarla vasfı ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, taşınmazın yörede 1990 yılında yapılan orman kadastro sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalı ... adına yapılan tesbitin iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tesbit ve tescilini istemiştir. Müdahil davacı ..., taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptalini ve orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Kadastro mahkemesi, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin olarak açılan davalarda genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vererek dosyayı asliye hukuk mahkemesine göndermiştir. Asliye hukuk mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ve müdahil davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu, sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
    Yörede, 3402 sayılı Yasaya esas olmak üzere orman kadastrosu, 3402 sayılı Yasanın 4. madde hükmüne göre yapılmış ve çekişmeli taşınmaz orman tahdit sınırları dışında bırakılmıştır.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde arazi kadastro çalışmalarına 1993 yılında başlanmış, 30/11/1993 - 29/12/1993 tarihleri arasında ilân edilmiş ve 30/12/1993 tarihinde kesinleşmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritaları ile eski tarihli memleket haritasının uygulanmasına dayalı keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarıyla, çekişmeli parselin dört taraf sınırlarının, itirazsız kesinleşmiş devlet ormanı ile çevrili orman içi açıklığı olduğu belirlenmiştir.
    6831 sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
    6831 sayılı Yasa, madde: 17/1-2
    Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
    Devlet ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 tarih ve 5192 sayılı Yasa ile değişik hali).
    Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
    Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
    Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20 - 830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20 - 808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20 - 665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
    Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da  03.03.2005  gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
    Ayrıca; bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez.
    O halde; mahkemece, davanın orman savıyla açıldığı, müdahil davacı Hazinenin dahi çekişmeli parsellerin orman olduğu ve orman niteliği ile hazine adına tescilini istediği gözetilerek davanın kabulü ile çekişmeli parselin orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere göre, davacı Orman Yönetimi ve müdahil davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 27/11/2012 günü oy birliği ile karar verildi.




    Hemen Ara