Esas No: 2012/7595
Karar No: 2012/13409
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/7595 Esas 2012/13409 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ...ı Mah./Köyü ... Mevkii 101 ada 1 parsel sayılı 1.679.148,68 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile davalı Maliye Hazinesi adına tesbit edilmiştir. Davacı ..., 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 45 dönüm alanı zilliyetlik yolu ile kazandığı iddiasıyla dava açmıştır. Davacılar ... ve ... tarafından aynı iddiaya dayanarak açılan davalar da birleştirme kararı verilerek, 2008/102 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir. Mahkemece davanın reddine, taşınmazın tesbit gibi orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış ve 07/08/2008 - 08/09/2008 tarihleri arasında ilân edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde bulunması nedeniyle zilyetlikle kazanım şartlarının davacılar yararına gerçekleşmediği kabul edilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; mahkemece bilgisine başvurulan orman bilirkişisinin raporundan, eski tarihli memleket haritaları ve hava fotoğraflarında açık alanda kaldığı, düşük eğimli olup orman sayılmayan yerlerden olduğu, ziraat bilirkişisinin raporundan, uzun yıllar tarımsal amaçlı kullanıldığı, dava konusu alanın bir bütün halinde yüzölçümü de dikkate alındığında, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu cümleden olarak; bir fen bilirkişi ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte; dava konusu yerin tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları ve yerel bilirkişiler taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı, dava konusu taşınmazın hangi bölümünün hangi davacıya ait olduğu belirlenmeli, bu konuda fen bilirkişisine rapor ve kroki düzenlettirilmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca,
davacılar yanında, (murisler) yönünden de tapu ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 27/11/2012 günü oy birliği ile karar verildi.