Esas No: 2022/2607
Karar No: 2022/12407
Karar Tarihi: 22.09.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/2607 Esas 2022/12407 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/2607 E. , 2022/12407 K."İçtihat Metni"
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan sanık ...'in, anılan Kanun'un 63/10, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair BAKIRKÖY 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/04/2017 tarihli ve 2016/589 esas, 2017/219 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 18.01.2022 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.02.2022 tarihli ve KYB. 2022-14733 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/6. maddesi uyarınca, sanığın adlî sicil kaydında yer alan mahkûmiyetin kesinleşme tarihi itibariyle suç tarihinden sonra olduğu ve bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel mahkûmiyeti bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği halde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul edip etmediği de sorulmadan, “sanığın önceden aynı eylemi nedeniyle hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuş olduğundan yasal koşulların oluşmaması nedeniyle” şeklindeki kanuni olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı TCK'nun 43/1. maddesindeki "Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır..." şeklinde düzenleme karşısında, sanığın, mağdura karşı, aynı gün, aynı işyerinde, iki farklı abonelik sözleşmesi tesis ettirmesi şeklindeki somut olayda, sözleşmelerin aynı gün içerisinde düzenlenmesi nedeniyle, eylemler arasındaki zaman aralıklarının, 5237 sayılı Kanun'un 43/1. maddesinde yer verilen, "değişik zamanlarda" tanımı içerisinde değerlendirilemeyeceği cihetle, sanık hakkında tek bir suç ve ceza belirlenmesi yerine, zincirleme suç kabul edilerek, belirlenen temel ceza üzerinden anılan Kanun'un 43/1. maddesi uyarınca artırım yapılmasına karar verilmek suretiyle fazla ceza tayininde, isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suçtan doğrudan doğruya zarar gören ve yargılamaya katılma hakkı bulunan kurum olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu dava ve duruşmadan haberdar edilmeden yargılama sonlandırıldığı gibi, adı geçen kuruma gerekçeli kararın tebliği de yapılmadığı ve bu nedenle kanun yararına bozma istemine konu karar ile ilgili usuli işlemlerin tamamlanmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 22.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.