Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/4341 Esas 2022/9098 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4341
Karar No: 2022/9098
Karar Tarihi: 14.11.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/4341 Esas 2022/9098 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı vakfın mütevelli heyeti üyesi olan davacılar, toplantılarda alınan kararların geçerliliğinin tespitine yönelik dava açmıştır. Ancak Mahkeme, bu davanın açılacak hukuki yararı olmadığına karar vererek davanın usulden reddine karar vermiştir. Ancak kararın gerekçesi yanlış olduğu için karar bozulmuş ve dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106/2, 114/h ve 115/2 maddelerine göre, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması gerektiği, tespit davalarının hukuki koruma eda davası ile tamamen elde edilebilecekse ayrı bir tespit davası açılmasının hukuki yararı olamayacağı ve tespit davası açılabilmesi için hukuki ilişkinin ve hukuki yararın olması gerektiği açıklanmıştır.
8. Hukuk Dairesi         2022/4341 E.  ,  2022/9098 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
    İLK DERECEMAHKEMESİ : ... Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasında ... Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince, istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacılar vekili ile davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    1. Davacılar vekilinin temyiz istemi yönünden; Her ne kadar, davacılar adına vekilleri Av.... Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf isteminin reddine ilişkin kararını temyiz etmiş ise de, vekaletnamesinde temyizden feragat yetkisi mevcut olan adı geçen vekilin, UYAP üzerinden 25.07.2022 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiği anlaşıldığından, davacılar vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
    2. Davalı Vakıf vekilinin temyiz istemleri yönünden; Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK mad. 106/2) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararı bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK mad. 114/1-h, 115) .
    Başka bir deyişle; tespit davası ile istenen hukuki koruma eda davası ile tamamen elde edilebilecekse, o zaman davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı olamaz. Tespit davalarının dinlenebilmeleri için genel dava koşullarından başka tespit davalarının kendine özgü koşulları olarak nitelendirilen iki özel koşula daha ihtiyaç bulunduğu kabul edilmektedir. Biri hukuki ilişki diğeri hukuki yarar olup, bu da yakın bir tehlikenin var olmasını, tehlikenin zarar meydana getirebilecek nitelikte bulunmasını ve tespit hükmünün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelikte olmasını içerir.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya gelince, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacıların davalı vakfın mütevelli heyet üyesi oldukları, diğer talepler yanında bizzat kendilerinin toplantıya katıldıkları ve karar aldıkları 19.09.2014 ve 26.09.2014 tarihli mütevelli heyet toplantıları ile iş bu toplantılarda alınan kararların geçerli olup olmadığının tespitinin istendiği, iş bu toplantılar ile kararların iptali istenebilecekken, bizzat toplantıları yapan ve karar alan davacıların kendi işlemlerinin geçerli olup olmadığı hususunda tespit kararı almalarında mevcut ve güncel hukuki yararın bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde Mahkemece, davacıların 19.09.2014 ve 26.09.2014 tarihli mütevelli heyet toplantıları ile iş bu toplantılarda alınan kararların geçerli olup olmadığının tespitine yönelik dava açmakta hukuki yararları bulunmadığından, 6100 sayılı HMK’nin 114/h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde toplantılarda alınan kararların geçerli olmadığına karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin feragat nedeni ile REDDİNE; davalı Vakıf vekilinin temyiz isteminin yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi (4.) Hukuk Dairesi'nin 29.12.2021 tarihli ve 2020/172 Esas, 2021/2910 Karar sayılı istinaf isteminin esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün 6100 sayılı HMK'nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK'nin 373/1.maddesi gereği kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi (4.) Hukuk Dairesine, dosyanın ise ilk derece mahkemesi ... Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılara iadesine 14.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara