Esas No: 2013/20990
Karar No: 2013/30982
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/20990 Esas 2013/30982 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tüketicinin açtığı menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalı şirket ile aralarında herhangi bir alışveriş olmamasına rağmen, davalının 1.900,00.TL asıl alacak ve 13.264,53.TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.164,53.TL üzerinden, ... 7.İcra Müdürlüğü’nün 2010/44634 E. sayılı dosyasından davacılar aleyhine icra takibi başlattığını, davalının kötü niyetli olduğunu, davacıların, davalıya herhangi bir borçlarının olmadığını, takibe dayanak yapılan alışveriş belgesindeki imzaların kendilerine ait olmadığını belirterek, ... 7.İcra Müdürlüğü’nün 2010/44634 E. sayılı dosyasında davalıya borçlarının olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacıların temyizi yönünden; davacılar eldeki dava ile takip dayanağı olan alışveriş belgesindeki imzaların kendilerine ait olmadığını ve davalı şirketten hiçbir alışveriş yapmadıklarını belirterek, borçlu olmadıklarının tespiti ile icra takibinin iptalini istemişlerdir. Mahkemece yargılama esnasında, takip dayanağı olan belge üzerindeki imzaların incelemesi yaptırılmış ve imzaların davacıların eli ürünü olmadığı tespit edilmiş, davacıların davalıya borçlu olmadıkları sabit olduğundan davanın kabulüne karar verilmiş, ancak davacıların icra inkar tazminatı taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
İcra İflas Kanununun 72. maddesinin, 5. fıkrası gereğince borçlu, kendisini menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötüniyetle yapılmış olması halinde, alacaklının inkar tazminatına mahkum edilmesini talep edebilir. Dava konusu olayda, takip konusu belgedeki imzaların davacılara ait olmadığı Adli Tıp Kurumu raporu ile sabittir. 23/8/2002 tarihli belgeye dayanılarak 1.900,00 TL asıl alacak ile 13.264,00 TL faiz olmak üzere toplam 15.164,53 TL üzerinden davacılar aleyhine 2010 yılında takip yapılmış olması ve her iki imzanın da davacılara ait olmadığının açık olması nedeniyle, davalının takipte haksız ve kötü niyetli olduğunun kabulü gerekir. O halde, davacılar yararına kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için İcra İflas Kanununun yukarda sözü edilen maddesinde aranan koşullar gerçekleştiğinden, mahkemece davalı alacaklının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu talebin reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK"un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenle temyiz olunan hükmün 2. bendinin karardan çıkarılarak yerine “15.164,53 TL’nin %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 775,89 TL kalan harcın davalılardan alınmasına, 10.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.