Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16704 Esas 2012/12988 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16704
Karar No: 2012/12988

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16704 Esas 2012/12988 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2011/16704 E.  ,  2012/12988 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ile davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Köyü 203 ada 1, 5; 201 ada 1; 204 ada 1 ve 2 parsel sayılı sırasıyla 16.204,55 m2, 8.592,52 m2, 1.957,79 m2, 4.356,05 m2 ve 2.936,94 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle ..., 203 ada 29 parsel sayılı 4.361 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle ... zilyetliğindeyse de, Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/71 esasında kayıtlı dosyada dava konusu olduğundan söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir.
    Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/71 esasında davacı ... tarafından davalı sıfatıyla Hazine, Orman Yönetimi ve ... aleyhine, Taşlıca Köyünde bulunan üç parça taşınmazın atalarından intikalen kendi zilyetliğinde olduğu, adına tescili iddiasıyla 16.06.1999 tarihinde açtığı tescil davasına, ... taşınmazların ortak muristen kaldığı, 2/5 payının kendisine, 3/5 payın ise ..."ya ait olduğu, payları oranında adlarına tescili istemiyle katılmış, dava, 3402 sayılı Yasanın 27. maddesi gereğince kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
    Orman Yönetimi 203 ada 5 sayılı parselin orman tahdit sınırları içinde kaldığı iddiasıyla , orman olarak Hazine adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece, diğer davaların REDDİNE, Orman Yönetiminin davasının KABULÜNE, çekişmeli ... Köyü 203 ada 1, 5 ve 29, 204 ada 1 ve 2, 201 ada 1 sayılı parsellerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilân edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahditi vardır. Daha sonra 1981 yılında sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983 kesinleşmiş, itirazlı yerlerde ise komisyon çalışmalarının 30.07.1982 tarihinde ilân edilmesiyle çalışma 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, aynı yerde 1991 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılıp dava tarihinden önce kesinleşmiştir.
    Tescil davasının kısmen kabulüne, 16.4.2002 tarihli krokide (A) ile gösterilen 23562 m2, (C) ile gösterilen 7020 m2 ve (D) ile gösterilen 3780 m2 yüzölçümündeki bölümlerin ... adına tesciline, aynı krokide (B) ve (F) ile gösterilen 5220 m2 yüzölçümündeki bölümün ise ... adına tesciline ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.10.2006 gün ve 1999/337 - 298 sayılı kararı, Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31.5.2007 gün ve 2007/4794-7181 sayılı kararıyla, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu, Sulh Ceza Mahkemesinin 18.04.2001 gün ve 2001/3216 - 3910 sayılı kararının çekişmeli yerlerle ilgisinin saptanmadığı, zilyetlikle edinilecek yerlerden olup olmadığının yöntemince saptanmadığı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar; çekişmeli taşınmazların davacı ... katılanların atalarından kendilerine intikal ettiği, önceleri tarım alanı olarak kullanılırken, son 5-10 yıldır yaşlı olmaları nedeniyle tarımda kullanamadıklarını bildirdikleri, ziraat uzmanı ve jeolog bilirkişiler ile orman yüksek mühendisi bilirkişilerin ise taşınmazların eğiminin % 15 ilâ 65 arasında değiştiğini üzerlerinde ekili her hangi bir kültür bitkisinin bulunmadığını, doğal olarak yetişmiş alıç ve meşe ağaçları ile diğer maki elemanlarının bulunduğunu, kuru tarım yapılabileceğini bildirdikleri, bilirkişi krokisinde (A), ( C ), (D) ve (E) ile gösterilen bölümlerinin teknik bilirkişilerce tarif edilen eğimleri, bitki örtüleri ve toprak yapıları itibariyle, maki formasyonu ile kaplı devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık ve çalılık yerlerden olduğu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olmadığı, birkaç delicenin aşılanmasının imar ihya ve ekonomik amacına uygun zilyetlik olarak kabul edilemeyeceği, esasen son 5 - 10 yıldır hiçbir tarımsal faaliyette kullanılmadıkları gözetilerek, dava konusu taşınmazların tümüne yönelik davaların reddine karar verilmesi gereğine değinelerek bozulmuş, davacı ... vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 22.01.2008 gün ve 2007/17710-650 sayılı kararı ile RET edilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmuş, davalı ... Yönetimi çekişmeli parsellerin orman olarak tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır. 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.05.2008 gün ve 2008/71 - 2008/242 sayılı davacı ... katılan gerçek kişilerin davalarının reddine, ilişkin kararı Orman Yönetimi ve ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31.12.2008 gün ve 2008/15068-19130 sayılı kararı ile davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının red edildikten sonra, Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabul edilerek, Orman Yönetiminin Medeni Yasanın 713/6. maddesi gereğince tescil istemi olduğuna göre, istem hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş, Hazine vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 22.04.2009 gün ve 2009/6323 sayılı kararı ile red edilmiş, bozma kararına 15.9.2009 tarihli celsede uyma kararı verilmiş, ancak, çekişmeli yerlerle ilgili kadastro tesbit tutanağı düzenlendiği gerekçesiyle, 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.03.2010 gün ve 2009/201 - 133 sayılı görevsizlik kararı 17.05.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
    Kadastro mahkemesince yapılan 12.11.2010 günlü keşif sonunda düzenlenen bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parsellerin eğimini % 20"inin üzerinde olduğu, 10 - 15 yıldır imar ihya faaliyetlerine ara verildiği, maki ile kaplı tarım dışı taşlık kaylalık arazi olduğu, 1967 yılında yapılıp 1968 yılında kesinleşen orman kadastrosunda 197 numaralı orman içi tarım poligonu 1847 ilâ 1849 sınır noktaları ile köy genel sınırlamasına ait 2074, 2075, 2076, 2077, 2078, 2079, 2080, 201, 2082 ve 2083 nolu OTS noktaları ile belirlenen hat ile çekişmeli parsellerin orman sınırları dışında bırakıldığı, 1959 yılı memleket haritasında; 201 ada 1 parselin yeşil alan, 203 ada 1, 5 ve 29 ile 204 ada 1 ve 2 parsellerin ise kısmen yeşil alanda kaldığı, bir kısmının açık alan olduğu, 1996 yılı memleket haritasında tamanın orman alanı olarak nitelendirildiği, 1992 hava fot taşlık olarak görüldüğü, amenajmanda ÇBKBt-OT rumuzu ile gösterilen bozuk kızılçam baltalık ormanı olarak nitelendiği bildirilmiştir.
    Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin davanın reddine ilişkin 29.05.2008 gün ve 2008/71 - 2008/242 sayılı kararının davacı ... katılan gerçek kişilerin temyizi üzerine, davacı ... katılan gerçek kişilerin temyiz itirazlarının reddi, Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabul edilerek, Orman Yönetiminin istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmasına ilişkin Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31.12.2008 gün ve 2008/15068 - 19130 sayılı kararının Hazine vekilinin karar düzeltme istemi, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.04.2009 gün ve 2009/6323 sayılı kararı ile ret edilmekle, çekişmeli parsellerin orman sayılan yerlerden olduğu olgusu davanın tarafları yönünden kesinleştiği gibi, yüksek eğimli funda ve makilerle kaplı alanların orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesi kapsamı dışında aynı yasanın 1. maddesinin 1. fıkrası gereğince orman sayılan yerlerden olduğu, bilimsel olarak eğimin % 12"yi geçtiği yerlerin muhafaza karakteri taşıyacağı, 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesi gereğince eğimi % 12"yi geçen yerler orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığından aynı Yönetmeliğin 26/i bendi gereğince orman olarak sınırlandırılacağı, 02.12.2003 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4999 sayılı Yasanın 3. maddesi ve 6292 sayılı Yasanın 13/(1) maddesi ile değişik, 6831 sayılı Yasanın 7. maddesinin 1. fıkrasıyla “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da sınırlandırma sırasında orman olduğu halde orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti ile 2 nci madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fenni hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmünün getirildiği, bu hükümle orman kadastro komisyonlarına daha önce sınırlaması yapılmış olup da, sınırlandırma sırasında orman olduğu halde, hata ile orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosunu yapma görev ve yetkisinin verildiği, Orman Kadastro Yönetmeliğinde de benzer hükümlerin yer aldığı, maki cinsi ağaçcıklarla tamamen kaplı, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan, çevresinde bulunan aynı karakterdeki devlet ormanının devamı niteliğinde olduğu tesbit edilen çekişmeli parsellerin öncesi ve eylemli durumu itibariyle 6831 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasının J. bendi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu, imar ihyayasının tamamlanmadığı, bu niteliklerini devam ettirdikleri, 1967 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında bırakılsa da, 4999 sayılı Yasanın 3. maddesi ve 6292 sayılı Yasanın 13/ (1) maddesi ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7/1. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılabileceği hususları gözetilerek diğer davaların reddine, Orman Yönetiminin davasının ise kabulüne ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı gerçek kişi ve davalı Hazinenin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcınının temyiz eden davacı üzerinde bırakılmasına, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 20/11/2012 günü oybirliği ile karar verildi.








    Hemen Ara