Esas No: 2012/5725
Karar No: 2012/12974
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/5725 Esas 2012/12974 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 107 Ada 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53 ve 54 parsel sayılı taşınmazların 1986 yılında köy yerleşim alanı olarak tahsis edildiği ve 1986 yılından bu yana da köy tüzel kişiliğinin zilyetliğinde olduğu belirtilerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak arsa niteliğiyle davalı ... köy tüzel kişiliği adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine vekili, 25.01.2012 tarihli dilekçesiyle, dava konusu taşınmazların kadastro tutanağının edinim sebebi bölümünde “Bu taşınmazların 1986 yılında köy yerleşim alanı olarak tahsis edildiği ve parselasyonun yapıldığı, o tarihten bu yana da köy tüzel kişiliği tarafından müstakil olarak aralıksız ve nizasız olarak tasarruf edildiği ve başka amaçla kullanılmadığı muhtar ve bilirkişi beyanlarına göre 3402 sayılı Yasanın ilgili maddeleri uyarınca köy tüzel kişiliği adına tesbit edildiğinin” belirtildiğini, oysa köy yerleşim alanının tahsis işlemleri 442 sayılı Yasaya eklenen 3367 sayılı Yasa ile eklenen maddeler doğrultusunda yapıldığını ve tahsis işlemi ile ilgili resmî belge bulunmadığı, 3367 sayılı Yasa hükümlerine göre işlem yapılabilmesi için taşınmazın öncelikli olarak Hazine adına tescili ve sonrasında gerekli işlemlerin yapılması gerektiğini, taşınmazların zemin itibariyle kullanılmayan, üzerinde herhangi bir tasarruf izi görülmeyen, büyük kısmı özelikle 101 ada (107 ada) 37 ilâ 54 parsel sayısı arasında tesbit gören taşınmazların (18 adet) görünüm itibariyle orman özelliği taşıdığını ve köy tüzel lehine zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığı ve tesbitlerin hukukî dayanağı bulunmadığı belirtilerek, taşınmazların orman özelliği taşıması halinde “orman” vasfı ile orman özelliği taşımaması halinde “ham toprak” vasfı ile Hazine adına tesbit ve tescil edilmesi gereken yerlerden oldukları iddiasıyla taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptali ile Hazine adına tescilleri istemiyle dava açmıştır.
Ayrıca dava konusu taşınmazlardan, 107 ada 27, 39, 46, 47 ve 54 parsel sayılı taşınmazlara karşı, taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla orman yönetimi tarafından da ayrıca dava açılmıştır. Anılan parsellere karşı açılan davalar bu dosya ile birleştirilmeden 107 ada 39, 46, 47 ve 54 parsellerin orman niteliğiyle, 107 ada 27 parselin ise bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen bölümünün orman niteliğiyle, (B) ile gösterilen bölümünün tesbit gibi tapuya kayıt ve tescillerine karar verilerek ve kesinleştirilerek sonuçlandırılmış ise de, mahkemece sözü edilen parsellerin dava dosyaları dosya arasına alınmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... Köyü, 107 ada 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazların tamamıyla, 107 ada 27 parsel sayılı taşınmazın ise, bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen bölümünün tesbit gibi davalı
köy tüzel kişiliği adına, 107 ada 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54 ve 27 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbit tutanaklarının (kadastro tesbitlerinin) iptali ile 107 ada 27 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen bölümü ve diğer tüm taşınmazların ise tamamıyla orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1993 yılında 6831 sayılı Yasa gereğince orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması yapılmış, 10.08.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu 107 ada 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25 ve 26 parsel sayılı taşınmazlar ile 107 ada 27 parsel sayılı taşınmazın krokide (B) ile gösterilen bölümü orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve temyize konu taşınmazların ... köylüleri tarafından kullanılan yerler olduğu belirlendiğine göre, Hazine tarafından açılan davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece, kabule konu taşınmazların kadastro tesbitlerinin iptaline karar verilmesi gerekirken “tutanaklarının iptaline” karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hüküm fıkrasının 2. fıkrasının (b), (c), (d), (e), (f) ve (g) alt bentlerinde yer alan “tesbit tutanağının” kelimeleri hükümden çıkartılarak, bunların yerine ayrı ayrı “tesbitinin” kelimesi yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi atfıyla H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 19/11/2012 günü oy birliği ile karar verildi.