Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/10901 Esas 2010/4605 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/10901
Karar No: 2010/4605
Karar Tarihi: 19.4.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/10901 Esas 2010/4605 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalıdan ziynet eşyalarının bedelini tahsil etmek için dava açmıştır. Mahkeme, ziynetlerin bir bölümünün bozdurularak araba alındığını ve geri kalanların zorla alındığının kanıtlanamadığını belirterek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Davacı, ziynetlerin elinden alındığını iddia etmiş, ancak bunu ispatlayamamıştır. Karar, Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi doğrultusunda taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğunu vurgulamaktadır. Ziynetlerin kadın üzerinde olması ya da evde saklanması olağan olan bir durumdur. Davacıya ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu konusunda yemin teklif edilmesi gerektiği belirtilip, kararın bu eksiklik nedeniyle bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/10901 E.  ,  2010/4605 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 5.473,59.-TL ziynet bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalıya ait ziynetlerin elinden alınarak bozdurulup bir miktarı ile araba alındığını ve geri kalan miktarı ile de özel harcama yapıldığını, bu nedenle yanına hiçbir ziynet eşyası almadan müşterek haneden ayrıldığını belirterek ziynetlerin bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davalının işten ayrılırken aldığı tazminat ile birlikte ziynetlerin bozdurulup araba alındığını ve geri kalan ziynetlerin ise davacıda kaldığını savunmuştur. Mahkemece, ziynetlerin bir bölümü bozdurularak davalının aldığı tazminat miktarı ile birleştirilip araba alındığından ve geri kalan ziynet eşyalarının davacının elinden zorla alındığı kanıtlanamadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
    Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafından bozdurularak harcandığını ileri sürmüş, davalı koca ise bir kısım ziynetlerin davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
    Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır.
    Olayda, davacı kadın evi terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 19.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara