Esas No: 2013/30703
Karar No: 2013/30714
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/30703 Esas 2013/30714 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, murislerinin sağlığında oğlunun ... ilinde yaşaması nedeniyle geçici olarak onun yanında kalmak üzere orada bulunduğu davalı bankanın ... şubesinden kredi kullandığını, kredi kullanımı sırasında hayat sigortası priminin kesildiğini, murisin 01.07.2012 tarihinde ölümü sonrasında kalan kredi borcunun sigortadan ödenmesini davalıdan talep ettiklerini, sigorta şirketi tarafından murisin sigorta yapılması aşamasında mevcut hastalığını bildirmemesi nedeniyle ödeme yapılmayacağının bildirildiğini, davalı banka ile aynı olan sigorta şirketinin ödeme yapmamasının hukuka uygun olmadığını belirterek; dava konusu kredinin sigorta kapsamında kalması nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının aleyhine kötüniyet tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.
Davalı, mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmamış olup, ilk duruşmada sözlü olarak yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin ... mahkemeleri olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, genel yetki kuralı gereğince davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili olması gerektiği, davalının süresinde yetki itirazında bulunması ve dava konusu kredinin davalı bankanın ... şubesinden verilmesi nedeniyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, davacıların murisi tarafından sağlığında davalı banka ile yapılan tüketici kredisi sözleşmesi kapsamında düzenlenen hayat sigortasına bağlı olarak ödenmeyen kredi taksitlerinden kaynaklanan borcun bulunmadığına dair menfi tespit istemine ilişkindir. Davacıların murisi ile davalı arasındaki temel ilişkinin tüketici işlemi niteliğindeki tüketici kredisinden kaynaklanması nedeniyle 4077 sayılı TKHK yasa hükümlerinin uygulanması gerekir.4077 sayılı yasanın 23/3. maddesinde” Tüketici davaları tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabilir.” şeklinde yapılan düzenleme ile tüketici hukukundan kaynaklanan davaların tüketicinin ikametgahı mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Kaldı ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 116/1. maddesinde kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itiraz niteliğinde olduğu belirtilmiş olup, aynı yasanın 131/1. maddesinde cevap dilekçesinin verilmesinden sonra, cevap süresi dolmamış olsa bile ilk itirazların ileri sürülemeyeceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda ilk itiraz niteliğindeki yetki itirazının davalı tarafça mahkemeye sunulan 05.02.2013 tarihli cevap dilekçesinde ileri sürülmediği, cevap dilekçesinin verilmesinden sonra 28.05.2013 tarihli duruşmada yapılan yetki itirazının usul hükümlerine göre süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davalının yetki itirazının yerinde olmadığı ve süresinde yapılmadığı gözetilerek işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yetki yönünden davanın reddine dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL harcın istek halinde iadesine, 9.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.