Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/19835 Esas 2013/30709 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/19835
Karar No: 2013/30709

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/19835 Esas 2013/30709 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/19835 E.  ,  2013/30709 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalının avukatlığını üstlenerek davacı adına vekaleten tapu tescil davası açtığını, dava açılmasından sonra davalının karşı tarafla sulh olması neticesinde davalının davadan feragat ettiğini, aralarındaki sözleşmeyle vekalet ücretinin dava değerinin % 10 olarak kararlaştırıldığını, buna göre 18.000 TL akdi ve 15.250 TL yasal vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi yaptığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı, davacıya vekalet verdikten sonra karşı tarafla anlaştığını, bunun üzerine duruşma yapılmadan mahkemeye giderek feragat ettiğini, davacının dilekçe hazırlaması nedeniyle hak ettiği ücreti ödemeye hazır olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle iade edilmeyen avans 239 TL yönünden davalının takas mahsup talebinde bulunmadığı, duruşma aşamasında ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında dikkate alınamayacağının anlaşılmasına göre yerinde olmayan davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2.fıkrası Hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiği ve şartları oluşmadığı gerekçesiyle bu istemin reddedilmiş olması bozma nedenidir.
    Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK. nun 438/7. maddesi gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm,davacının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bent gereğince kararın ‘Hüküm’ başlıklı bölümünün (1) no’lu bendinde yer alan “ koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine” sözlerinin çıkarılarak yerine aynen “Hükmedilen 24.125 TL asıl alacağın %40’ı oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş ve değiştirilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 09.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara