Esas No: 2012/8858
Karar No: 2012/12119
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8858 Esas 2012/12119 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 22.06.2006 tarihinde yapılan ve 31.07.2006 – 31.08.2006 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında ... Köyü, ... Mevkii, 257 ada 15 parsel sayılı 5479,85 m² yüzölçümlü taşınmaz, belgesizden ham toprak, taşlık ve çalılık niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacılar, 25.06.1947 tarihli harici satış senedi ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği şartlarının yararlarına oluştuğu iddiası ile dava açmışlardır. Mahkemece, davanın KABULÜNE ve bilirkişi kurulunun 23.12.2009 tarihli rapor ve krokisinde kırmızıya taralı (B) harfi ile işaretli 2473,75 m² yüzölçümlü bölümün tapusunun iptali ile adanın en son parsel numarası verilerek davacılar adına 1/2"şer hisse ve bahçe niteliğiyle tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, harici satış senedi ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1966 yılında 6831 sayılı Yasaya göre Çomakdağ Serisi Devlet Ormanına ilişkin yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece, zilyetlik şartları davacı taraf yararına gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir. Şöyle ki, tapusunun iptali ile tescili talep edilen 257 ada 15 parsel sayılı taşınmaz ham toprak, taşlık ve çalılık niteliğiyle tesbit ve tescilli olduğu ve yörede seri usulde yapılan orman kadastrosu bulunduğu halde, orman incelemesi yapılmamış, davacının dayandığı vergi kayıtları ile noter senedi denetime elverişli olarak uygulanmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, orman kadastrosu tutanak ve haritası, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer
olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; taşınmazın seri usulde yapılan orman tahdidine sınır olmaması halinde kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, dayanak vergi kayıtları ile 10.07.1950 tarih 950/2377 yevmiye nolu noter satış senedi yöntemince zemine uygulanıp kapsamı belirlenmeli, fen bilirkişiye keşfi izlemeye elverişli kroki düzenlettirilmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler ve mirasçıları yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Yasanın 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 05/11/2012 günü oy birliği ile karar verildi.