(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/11097 E. , 2012/12117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... Köyü, 3622 ada 2 parsel sayılı 2104,90 m² yüzölçümlü taşınmaz, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek 4 maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında tarla niteliğiyle, beyanlar hanesinde ... oğlu ..."ün kullanımında olduğu belirtilerek Hazine adına tesbit edilmiş, kadastro mahkemesinde açılan dava nedeniyle kesinleşmemiştir. Davacı ..., 05.05.2010 havale tarihli dilekçesi ile harici satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasıyla taşınmazın adına tescili ve davanın kadastro mahkemesinde derdest bulunan dava ile birleştirilmesi talebiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacı yönünden tutanağa itiraz edilmediğinden ve 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin zilyetlikle kazanımının mümkün bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın mülkiyetine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp 18.03.2003 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Dava konusu 3622 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen ek 4 maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmalarında davacının kullanımında olduğu belirlenerek Hazine adına tesbit edilmiş ve tutanak 08.02.2010 – 10.03.2010 tarihleri arasında ilâna çıkarılmış; ancak, kadastro mahkemesinin 2010/7 esas sayılı dosyası ile davalı olduğundan tutanak kesinleşmemiştir. Davacı ..., askı ilân tarihinden sonra kadastro mahkemesindeki dava ile birleştirilmesi talebiyle dava açtığına göre, davacının bu isteminin Manisa Kadastro Mahkemesinde görülen 2010/7 esasta kayıtlı davaya 3402 sayılı Kanunun 26/D maddesi kapsamında katılma istemi olarak kabul edilmesi zorunludur. Bu nedenle, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında inceleme yapılarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 05/11/2012 günü oy birliği ile karar verildi.