Esas No: 2012/9049
Karar No: 2012/12113
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/9049 Esas 2012/12113 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi d.davalılardan ... (Sürünme) tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 109 ada 3 parsel sayılı 3639,20 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Ekim 1993 tarih 1 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak ölü olduğu belirtilerek dahili davalıların murisi adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın eski tarihli resmî belgelere göre orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış, Hazine de aynı iddiayla davaya katılmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu Büyükkoç Köyü, 109 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm d.davalılardan ... (Sürünme) tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1981 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman alanı dışında bırakılmıştır.
Mahkemece, tespite esas dayanak tapu kaydının 4785 sayılı Kanun karşısında hükmünü yitirdiği ve taşınmazın 17/2. madde kapsamında orman içi açıklık olduğu gerekçesiyle Hazine ve Orman Yönetiminin davalarının kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; tesbite esas dayanak Ekim 1993 tarih 1 sıra nolu tapu kaydı, tescil ilâmı ile oluşmasına rağmen, tescil dosyası ve krokisi getirtilip uygulanmamış, hükme dayanak alınan kurul raporunda taşınmazın eski tarihli resmî belgelere göre konumu ve niteliği denetime olanak verecek şekilde belirlenmemiş, taşınmaz eski tarihli resmî belgelerde orman değilse, tapulu yerlerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı sayılmayacağı düşünülmemiştir.
Bu nedenle: mahkemece, çekişmeli parselin tesbitine esas alınan Ekim 1993 tarih 1 sıra nolu tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilmeli; bundan sonra önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan
3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları. Anayasa Mahkemesi"nin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.3.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.6.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi ) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, taşınmaz eski tarihli resmi belgelerde orman değilse, tapulu yerlerin 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı sayılmayacağı düşünülmeli, bu itibarla tespite esas dayanak tapu kaydı yöntemince zemine uygulanıp, sınırlar tek tek yerel bilirkişilerden sorulmalı, tescil krokisi fen elemanı aracılığıyla mahalline uygulanarak kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 20/A maddesi gereğince belirlenmeli ve bilirkişi tarafından tescil krokisi ölçeği kadastro paftası ölçeğine yine kadastro paftası ölçeği de tescil krokisi ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle tapu kaydının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, tescil krokisinin uygulama kabiliyetinin bulunmaması durumunda ise, kayıtların sınırında okunan "Yol ve dere" sınırlarının değişebilir sınırlı olması nedeniyle tapu kaydının miktarı ile geçerli olduğu düşünülmeli, bundan sonra toplanan bütün deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; d.davalılardan ... (Sürünme)’ün temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 05/11/2012 günü oy birliği ile karar verildi.