Esas No: 2012/3967
Karar No: 2012/11992
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3967 Esas 2012/11992 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve ... ile birleşen dosya davacıları ..., ..., ..., ... ve arkadaşları, ..., ..., ..., katılan davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Mahallesi, 359 ada 2 parsel sayılı 327,34 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tapuya ... Mahallesi, Temmuz 1995 tarih 6545 sayfa numarasıyla meskun arazi olarak tescil edildiği ve 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı İskan Yasasına göre dağıtılan yerlerden olması sebebiyle 1937 parsel sayısı verilerek Aralık 1981 tarih 4 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak ... oğlu ... adına tahdit ve tesbit yapılmış ise de, tapulama çalışmalarının durdurulması nedeniyle bu tesbitin kesinleşmediği, bu kez 2924 ve 3763 sayılı Yasanın ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Daire Başkanlığının 02.07.1996 tarih 1996/4 sayılı genelgesi doğrultusunda kişilerin fiili kullanım durumları ve 2510 sayılı İskan Yasasına göre oluşturulan tapu kayıt sınırları göz önüne alındığı belirtilerek tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davalı (birleşen dosya davacısı davacısı) ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Davacılar ... ve ..., 359 ada 1 parselde lehlerine kullanım şerhi verildiği, ancak fiilen kullanımlarında bulunan 1 metrelik yerin 359 ada 2 parsel içinde tesbit edildiği iddiasıyla bu 1 metrelik alanın 359 ada 2 parselden ifrazı ile 359 ada 1 parsele eklenmesi istemiyle dava açmışlardır. Aynı parsele karşı mahkemenin birleşen 2000/52 esas sayılı dosyasının davacısı ... ise tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava konusu 359 ada 2 parselin adına tescili istemiyle dava açmıştır.
... Mahallesi, 361 ada 4 parsel sayılı 257,67 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tapuya ... Mahallesi, Temmuz 1995 tarih 6545 sayfa numarasıyla meskun arazi olarak tescil edildiği ve 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı İskan Yasasına göre dağıtılan yerlerden olması sebebiyle 1966 parsel sayısı verilerek Ekim 1958 tarih ve 45 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak ... adına tahdit ve tesbit yapılmış ise de, tapulama çalışmalarının durdurulması nedeniyle bu tesbitin kesinleşmediği, bu kez 2924 ve 3763 sayılı Yasanın ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Daire Başkanlığının 02.07.1996 tarih ve 1996/4 sayılı genelgesi doğrultusunda kişilerin fiili kullanım durumları ve 2510 sayılı İskan Yasasına göre oluşturulan tapu kayıt sınırları göz önüne alındığı belirtilerek tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve dava dışı ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Birleşen 2002/59 sayılı dosyanın davacısı ..., dava konusu taşınmazı önceki maliki olan ...’ndan satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı iddiasıyla dava konusu 361 ada 4 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Aynı parsele karşı dava açan mahkemenin 2000/166 sayılı dosyasının davacısı ... ise, taşınmazın yarı hissesini ağabeyi ...’den satın aldığı iddiasıyla dava konusu 361 ada 4 parselin hisseli olarak adına tescili isteminde bulunmuştur.
... Mahallesi, 364 ada 2 parsel sayılı 477,50 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tapuya ... Mahallesi, Temmuz 1995 tarih ve 6545 sayfa numarasıyla meskun arazi olarak tescil edildiği ve 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı İskan Yasasına göre dağıtılan yerlerden olması sebebiyle 1980 parsel sayısı verilerek Eylül 1958 tarih 810 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak dava dışı ...ve ... adlarına tahdit ve tesbit yapılmış ise de, tapulama çalışmalarının durdurulması nedeniyle bu tesbitin kesinleşmediği, bu kez 2924 ve 3763 sayılı Yasanın ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Daire Başkanlığının 02.07.1996 tarih ve 1996/4 sayılı genelgesi doğrultusunda kişilerin fiili kullanım durumları ve 2510 sayılı İskan Yasasına göre oluşturulan tapu kayıt sınırları göz önüne alındığı belirtilerek tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Birleşen 2006/16 sayılı dosyanın davacısı davacı ..., dava konusu taşınmazı önceki malikinden satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı iddiasıyla 364 ada 2 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
... Mahallesi, 364 ada 3 parsel sayılı 478,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tapuya ... Mahallesi, Temmuz 1995 tarih ve 6545 sayfa numarasıyla meskun arazi olarak tescil edildiği ve 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı İskan Yasasına göre dağıtılan yerlerden olması sebebiyle 1979 parsel sayısı verilerek Haziran 969 tarih ve 98 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak ... adına tahdit ve tesbit yapılmış ise de, tapulama çalışmalarının durdurulması nedeniyle bu tesbitin kesinleşmediği, bu kez 2924 ve 3763 sayılı Yasanın ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Daire Başkanlığının 02.07.1996 tarih ve 1996/4 sayılı genelgesi doğrultusunda kişilerin fiili kullanım durumları ve 2510 sayılı İskan Yasasına göre oluşturulan tapu kayıt sınırları göz önüne alındığı belirtilerek tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Birleşen 2006/12 sayılı dosyanın davacısı ..., tapu kaydına dayanarak dava konusu 364 ada 3 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
... Mahallesi, 364 ada 4 parsel sayılı 258,11 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tapuya ... Mahallesi, Temmuz 1995 tarih ve 6545 sayfa numarasıyla meskun arazi olarak tescil edildiği ve 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı İskan Yasasına göre dağıtılan yerlerden olması sebebiyle 1977 parsel sayısı verilerek Şubat 1982 tarih 16 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak ... ve ... adına tahdit ve tesbit yapılmış ise de, tapulama çalışmalarının durdurulması nedeniyle bu tesbitin kesinleşmediği, bu kez 2924 ve 3763 sayılı Yasanın ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Daire Başkanlığının 02.07.1996 tarih ve 1996/4 sayılı genelgesi doğrultusunda kişilerin fiili kullanım durumları ve 2510 sayılı İskan Yasasına göre oluşturulan tapu kayıt sınırları göz önüne alındığı belirtilerek tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ... ve diğer davacı gerçek kişilerin murisi ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına Bahçe niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Birleşen 2006/20 sayılı dosyanın davacıları ... ve arkadaşları, tapu kaydına dayanarak dava konusu 364 ada 4 parsel sayılı taşınmazın adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.
... Mahallesi, 364 ada 9 parsel sayılı 321,17 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tapuya ... Mahallesi, Temmuz 1995 tarih 6545 sayfa numarasıyla meskun arazi olarak tescil edildiği ve 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı İskan Yasasına göre dağıtılan yerlerden olması sebebiyle 1970 parsel sayısı verilerek Mayıs 1982 tarih 1 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak Lokman oğlu Recep Kondakçı adına tahdit ve tesbit yapılmış ise de, tapulama çalışmalarının durdurulması nedeniyle bu tesbitin kesinleşmediği, bu kez 2924 ve 3763 sayılı Yasanın ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Daire Başkanlığının 02.07.1996 tarih ve 1996/4 sayılı genelgesi doğrultusunda kişilerin fiili kullanım durumları ve 2510 sayılı İskan Yasasına göre oluşturulan tapu kayıt sınırları göz önüne alındığı belirtilerek tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Birleşen 2002/58 sayılı dosyanın davacısı ..., taşınmazın önceki maliki ...’dan satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı iddiasıyla dava konusu 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Katılan davacı ... ise, taşınmazı önceki malik ... isimli şahıstan satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını, davacı ...’ın hak iddia etmesi gereken taşınmazın 364 ada 8 parsel sayılı taşınmaz olduğunu ve 364 ada 9 parselde hakkı olmadığını ve taşınmazın kendisinin zilyetliğinde olduğunu iddia ederek, 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Davacı ..., 07.07.2004 tarihli ıslah dilekçesiyle dava dilekçesinde 364 ada 9 parsel olarak belirtilen talebin 364 ada 8 parsel olarak ıslah ettiklerini beyanla, 364 ada 8 parsel sayılı taşınmazın adına tescilini istemiştir.
... Mahallesi, 367 ada 10 parsel sayılı 257,89 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tapuya ... Mahallesi, Temmuz 1995 tarih 6545 sayfa numarasıyla meskun arazi olarak tescil edildiği ve 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı İskan Yasasına göre dağıtılan yerlerden olması sebebiyle 1997 parsel sayısı verilerek Kasım 1982 tarih 3 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak Ahmet kızı ... adına tahdit ve tesbit yapılmış ise de, tapulama çalışmalarının durdurulması nedeniyle bu tesbitin kesinleşmediği, bu kez 2924 ve 3763 sayılı Yasanın ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Daire Başkanlığının 02.07.1996 tarih ve 1996/4 sayılı genelgesi doğrultusunda kişilerin fiili kullanım durumları ve 2510 sayılı İskan Yasasına göre oluşturulan tapu kayıt sınırları göz önüne alındığı belirtilerek tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Birleşen 2006/10 sayılı dosyanın davacısı ..., tapu kaydına dayanarak dava konusu 367 ada 10 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
... Mahallesi, 367 ada 13 parsel sayılı 251,83 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tapuya ... Mahallesi Temmuz 1995 tarih 6545 sayfa numarasıyla meskun arazi olarak tescil edildiği ve 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı İskan Yasasına göre dağıtılan yerlerden olması sebebiyle 1994 parsel sayısı verilerek Nisan 1959 tarih 152 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak dava dışı Yadigar Yazlı ve arkadaşları adına tahdit ve tesbit yapılmış ise de, tapulama çalışmalarının durdurulması nedeniyle bu tesbitin kesinleşmediği, bu kez 2924 ve 3763 sayılı Yasanın ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Daire Başkanlığının 02.07.1996 tarih ve 1996/4 sayılı genelgesi doğrultusunda kişilerin fiili kullanım durumları ve 2510 sayılı İskan Yasasına göre oluşturulan tapu kayıt sınırları göz önüne alındığı belirtilerek tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Birleşen 2006/15 sayılı dosyanın davacısı ..., taşınmazı önceki maliklerinden satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığı iddiasıyla dava konusu 367 ada 13 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
... Mahallesi, 367 ada 14 parsel sayılı 267,02 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tapuya ... Mahallesi, Temmuz 1995 tarih 6545 sayfa numarasıyla meskun arazi olarak tescil edildiği ve 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı İskan Yasasına göre dağıtılan yerlerden olması sebebiyle 1993 parsel sayısı verilerek Temmuz 1987 tarih ve 75 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak ... adına tahdit ve tesbit yapılmış ise de, tapulama çalışmalarının durdurulması nedeniyle bu tesbitin kesinleşmediği, bu kez 2924 ve 3763 sayılı Yasanın ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Daire Başkanlığının 02.07.1996 tarih ve 1996/4 sayılı genelgesi doğrultusunda kişilerin fiili kullanım durumları ve 2510 sayılı İskan Yasasına göre oluşturulan tapu kayıt sınırları göz önüne alındığı belirtilerek tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Birleşen 2006/21 sayılı dosyanın davacısı ... tapu kaydına dayanarak dava konusu 367 ada 14 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
... Mahallesi, 367 ada 17 parsel sayılı 254,65 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi uyarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve tapuya ... Mahallesi, Temmuz 1995 tarih 6545 sayfa numarasıyla meskun arazi olarak tescil edildiği ve 1983 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında 2510 sayılı İskan Yasasına göre dağıtılan yerlerden olması sebebiyle 1990 parsel sayısı verilerek Temmuz 1995 tarih ve 30 sıra nolu tapu kaydına dayanılarak Mustafa oğlu ... adına tahdit ve tesbit yapılmış ise de, tapulama çalışmalarının durdurulması nedeniyle bu tesbitin kesinleşmediği, bu kez 2924 ve 3763 sayılı Yasanın ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf Daire Başkanlığının 02.07.1996 tarih ve 1996/4 sayılı genelgesi doğrultusunda kişilerin fiili kullanım durumları ve 2510 sayılı İskan Yasasına göre oluşturulan tapu kayıt sınırları göz önüne alındığı belirtilerek tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tesbit edilmiştir.
Birleşen 2002/26 sayılı dosyanın davacısı ..., tapu kaydına dayanarak dava konusu 367 ada 17 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Ayrı ayrı açılan davalar birleştirilmeden önce mahkemece, 359 ada 1 ve 2, 364 ada 2, 3 ve 4, 367 ada 10, 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlara karşı açılan davalarda, çekişmeli taşınmazların öncesi orman olduğundan, bu taşınmazlar için sonradan 2510 sayılı İskan Kanunu hükümlerine göre oluşturulan tapu kayıtlarına hukuken değer verilemeyeceği gerekçeleriyle davacı gerçek kişilerin davalarının reddine karar verilmiş, mahkemece verilen redde dair hükümlerin davacı gerçek kişilerin temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından ayrı ayrı bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 20.02.2006 gün ve 2004/11150 – 2006/1041; 07.03.2006 gün ve 2005/3605 – 2006/1493; 07.03.2006 gün ve 2005/3606 – 2006/1491; 07.03.2006 gün ve 2005/12470 – 2006/1492; 07.03.2006 gün ve 2005/6283 – 2006/1489; 26.05.2006 gün ve 2006/3091-3991, 26.05.2006 gün ve 2006/3093-3993 sayılı bozma kararlarında özetle: Mahkemece çekişmeli taşınmazların öncesinin devlet ormanı iken 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesinin uygulanması sonucu orman dışına çıkarıldığı, davacı adına düzenlenen tapu kaydının tahdidin kesinleşmesinden sonra oluşması nedeniyle tapuya değer verilemeyeceği nazara alınmak suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmaz, kadastro tesbiti sırasında 1744 sayılı Yasaya göre orman dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve Hazinenin dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı nedeniyle Hazine adına tesbit edilmiş, davacılar tapu kaydı ile satın alma ve zilyetliğe dayanarak dava açmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere davacı taraf tapu kaydına dayanmıştır. Dosyanın incelenmesinden aynı kayda dayanılarak kişiler tarafından açılan ve davalısı Hazine olan çok sayıda davanın bulunduğu anlaşılmaktadır. Tapu kaydının kapsamının doğru olarak belirlenmesi, yargılamanın kısa zamanda ve en az masrafla yürütülüp sonuçlandırılması için bu davaların birleştirilerek yürütülmesi gerekir. Mahkemece bu gereğe riayet edilmemiş olması doğru değildir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, öncelikle aynı tapu kaydına dayanılarak açılan davaların
birleştirilmesi, bundan sonra davaya konu parselleri kenardan çevreleyen tüm taşınmazların onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgelerle davacının dayandığı tapu kaydının ihdasından itibaren tüm tedavülleri, orman tahdidinin kesinleşme tarihini de belirtir tüm belgeler ile bölgede maki komisyonu tarafından çalışma yapılmışsa, bu komisyonun çalışmaları ile ilgili harita ve mazbatalar getirtilip dosyaya konulduktan sonra mahallinde keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında tarafların dayandığı tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle birlikte uygulanıp kapsamları belirlenip, davacı tarafın dayanağını oluşturan tapu kaydının ihdasındaki miktarı ile geçerli olduğu, kayıt miktar fazlası üzerinde zilyetlikle iktisabın nazara alınamayacağı düşünülüp, davacı tarafın dayandığı kaydın hukukî kıymetini koruyup korumadığı ve olayda 22.03.1996 tarih ve 993/5 esas -996/1 karar sayılı içtihadı birleştirme kararının uygulama yerinin bulunup bulunmadığı tartışılıp, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi " gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararlarına uyulduktan sonra bozma doğrultusunda H.Y.U.Y.’nın 45. maddesi gereğince davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, çekişmeli taşınmazların 3116 sayılı Yasaya göre 1943 yılında tahdit görerek 23.11.1944 tarihinde Çırçır ve Şablan Bayırı Devlet Ormanı olarak tescil edildiği, 18.01.1944 tarihinde 1618 nolu kayıt ile İskan Kanununa göre oluşturulan parseller olduğunu ve İskan Kanununa göre taşınmazların 5 ada 4 parsel olarak tapuya tescil edildiği, davaya konu taşınmazların daha sonra peyder pey ifraz görerek tapu kayıtlarının oluşturulduğu, ancak 3116 sayılı Yasaya göre oluşturulan devlet ormanlarının 4785 sayılı Yasa kapsamında olmadığından iadeye tabi yerlerden olmadığı, bu haliyle gerçek kişilerin tapu kayıtlarının hukukî değerinin bulunmadığı, dava konusu taşınmazların öncesinin devlet ormanı olduğu ve bu haliyle dava konusu yerlere 1744 sayılı Yasanın 2. maddesinin uygulama imkanının bulunmadığı, dava konusu yerlerin evveliyatı orman sınırları içinde kaldığından orman tahdit sınırı dışına çıkarma işleminin ancak Hazine adına yapılabileceği gerekçeleriyle, davacılar ... ve ... ile birleşen 2000/52 sayılı dosyanın davacısı Lütfü Kadının 359 ada 2 parsele yönelik açtıkları, birleşen 2006/15 sayılı dosyanın davacısı ...’ın 367 ada 13 parsel sayılı taşınmaza yönelik açtığı, birleşen 2006/21 sayılı dosyanın davacısı ...’in 367 ada 14 parsel sayılı taşınmaza yönelik açtığı, birleşen 2006/20 sayılı dosyanın davacısı ... ve arkadaşlarının 364 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak açtıkları, birleşen 2000/166 sayılı dosyanın davacısı ... ve 2002/59 sayılı dosyanın davacısı ...’in 361 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak, birleşen 2006/10 sayılı dosyanın davacısı ...’nun 367 ada 10 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak, birleşen 2002/26 sayılı dosyanın davacısı ...’in 367 ada 17 parsele yönelik olarak, birleşen 2006/12 sayılı dosyanın davacısı ...’ın 364 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak, birleşen 2006/16 sayılı dosyanın davacısı ...’ın 364 ada 2 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak ve birleşen 2002/58 sayılı dosyanın davacısı ... ve katılan davacı ...’un 364 ada 9 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak, açtıkları davaların ayrı ayrı reddine ve taşınmazların tesbit gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... tarafından 359 ada 2 parsele yönelik olarak, davalı-davacı ... tarafından 359 ada 2 parsele yönelik olarak, davacı ... tarafından 364 ada 2 parsele yönelik olarak, davacı ... tarafından 364 ada 3 ve 367 ada 13 parsellere yönelik olarak, davacılar ... ve arkadaşları tarafından 364 ada 4 parsele yönelik olarak, davacı ... tarafından 364 ada 8 parsele yönelik olarak, katılan davacı ... tarafından 364 ada 9 parsele yönelik olarak, davacı ... tarafından 367 ada 14 parsele yönelik olarak ve davacı ... tarafından 367 ada 17 parsele yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamalara göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1943 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1965 yılında genel arazi kadastrosu, 1981 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 04.01.1991 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen 3302 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
1 ) Davacı ...’nın 359 ada 2 parsele yönelik temyiz itirazları yönünden:
Davacı ... mahkemece havale edilen 10.11.2010 tarihli dilekçesinde temyizden feragat ettiğini beyan ettiğinden, usulüne uygun temyizden feragat beyanı uyarınca temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2 ) Davacı ... ve ... tarafından 359 ada 2 parsele yönelik olarak, davacı ... tarafından 364 ada 2 parsele yönelik olarak, davacı ... tarafından 364 ada 3 ve 367 ada 13 parsellere yönelik olarak, davacılar ... ve arkadaşları tarafından 364 ada 4 parsele yönelik olarak, katılan davacı ... tarafından 364 ada 9 parsele yönelik olarak, davacı ... tarafından 367 ada 14 parsele yönelik olarak ve davacı ... tarafından 367 ada 17 parsele yönelik mülkiyet iddialarına yönelik temyiz itirazları yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora göre temyize konu 359 ada 2, 364 ada 2, 3, 4 ve 9, 367 ada 13 , 14 ve 17 parsel sayılı taşınmazlar, 1943 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdidinde Çakmak Bayırı Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı, daha sonra 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile orman rejimi dışına çıkarıldığı anlaşıldığına, 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması sonucu orman dışına çıkartılan yerlerde tapu kaydına değer verilebilmesi için dayanılan tapu kaydının orman kadastrosunun kesinleşmesinden önce oluşması, orman kadastrosunun itirazsız kesinleşmesi ve tapu kaydının 4785 sayılı Yasa karşısında geçerliliğini sürdürmesinin gerekli olduğu, somut olayda; davacı gerçek kişilerin tutunduğu tapu kayıtlarının, çekişmeli yerin kesinleşen orman kadastrosu içinde iken başka bir anlatımla, orman olan yer için oluşturulduğuna, 1744 sayılı Yasanın 2. maddesi uygulamasında bu tapu kaydına değer verilemeyeceğine, davacı gerçek kişilerin tutunduğu tapu kayıtlarının 1943 yılında yapılan orman tahdidi ile orman olarak sınırlandırılan alan için oluşturulup hukukî değeri olmadığına, tapu kayıtları çekişmeli taşınmazlar kesinleşen ve tapuya tescil edilen orman kadastro sınırları içinde iken 2510 sayılı Yasa uyarınca iskan yoluyla yolsuz olarak oluşturulduğuna, orman sınırları içinde kalan veya orman sınırları dışına çıkartılan alanlarda tapulu yerlerle ve iskan suretiyle verilen yerlerin hak sahipleri adına tesbit ve tescilini öngören 3402 sayılı Kadastro Yasasının 45. maddesi ile getirilen hükümlerin, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 1987/31-13 sayılı ve 14.03.1989 gün ve 1988/35-13 sayılı ve 13.06.1989 gün ve 1989/7-25 sayılı kararları ile iptal edildiğine, 2510 sayılı Yasanın 21. maddesinde ormanların dağıtılacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından, 1940 yılında kesinleşen orman sınırları içinde kalmaya halen devam eden yer hakkında 1944 yılında iskan yoluyla oluşturulan tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde olması nedeniyle, H.G.K."nun 19.02.2003 gün ve 2003/20-102-90 sayılı kararında kabul edildiği gibi, hiç bir zaman sahibine mülkiyet hakkı kazandıramayacağı ve özde kamu malı olana taşınmazların hukuksal niteliğini değiştirmeyeceğine, Medenî Yasanın kabul ettiği sisteme göre tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanılmasının zorunlu olduğuna, davacı gerçek kişilere ait tapu kaydı geçerli hukuksal nedene dayanmadığından bu tapu kaydına değer verilemeyeceğine, kamu malı ve orman niteliğindeki taşınmazlarda; Medenî Yasanın 1023 (931) maddesinde yazılı iyi niyet ve tapuya güven ilkesinin uygulanmayacağına, kaldı ki, yörede geçerli bir makiye ayırma işlemi bulunmadığına, Yargıtay Kararlar Dergisinin Aralık 2001 sayısında yayınlanan 20. Hukuk Dairesinin 10.5.2001 gün ve 2001/3179-3713 sayılı kararı ile bu kararı benimseyen H.G.K’nun 03.07.2002 gün ve 2002/20-558/588 sayılı kararlarında kabul edildiği gibi İstanbul Anadolu Yakasında ... Nahiyesine bağlı ..., Yakacık, Sultanbeyli, Kurna, Emirli, Kurtdoğmuş, Paşaköy, Ballıca ve Kısıklı nahiyesine bağlı Alemdağ, Sultançiftliği, Çekmeköy, ... köylerinin mülkî hudutları içinde bulunan ormanların isimleri, tahdit yılı ve tescil durumlarının düzenlenen listede gösterildiğine ve makiye ayırma işlemlerinin iptaline karar verildiğine, çekişmeli taşınmazların kesinleşmiş 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığına göre, davacı gerçek kişilerin 359 ada 2, 364 ada 2, 3, 4 ve 9, 367 ada 13 ve 14 ve 17 parsel sayılı taşınmazlara karşı yönelik mülkiyet iddiasına dayalı temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3 ) Davacı ... vekilinin 364 ada 8 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince,
Birleşen 2002/58 sayılı dosyanın davacısı ..., taşınmazın önceki maliki ...’dan satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı iddiasıyla dava konusu 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmış, ancak daha sonra 07.07.2004 tarihli ıslah dilekçesiyle dava dilekçesinde 364 ada 9 parsel olarak belirtilen talebin 364 ada 8 parsel olarak ıslah ettiklerini beyanla, 364 ada 8 parsel sayılı taşınmazın adına tescilini istemiştir. Ne var ki; mahkemece, davacı ...’nın 364 ada 8 parsele yönelik olarak açtığı dava hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Hâkim açılan davalarla ilgili olarak olumlu ya da olumsuz karar vermek ve uyuşmazlığı çözümlemekle yükümlüdür. Davacı ... tarafından usulüne uygun olarak açılan dava ıslah dilekçesiyle 364 ada 8 parsele yöneltildiği halde, mahkemece 364 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının dosyaya getirtilmemesi ve bu parsel hakkında hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı ... vekilinin 364 ada 8 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulüne ve hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4 ) Katılan davacı ... vekilinin 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhine yönelik temyiz itirazı yönünden:
Katılan davacı ..., 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazı önceki malik ... isimli şahıstan satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını, davacı ...’ın hak iddia etmesi gereken taşınmazın 364 ada 8 parsel sayılı taşınmaz olduğunu iddia ederek, 364 ada 9 parselde hakkı olmadığını ve taşınmazın kendisinin zilyetliğinde olduğunu iddia ederek, 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Davacı ... ise, 07.07.2004 tarihli ıslah dilekçesiyle dava dilekçesinde 364 ada 9 parsel olarak belirtilen talebin 364 ada 8 parsel olarak ıslah ettiğini beyan etmesine rağmen, mahkemece; 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın fiili kullanıcısının tesbiti için herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmadan 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine, davasını 364 ada 8 parsele yönelik olarak ıslah eden davacı ... lehine kullanım şerhi verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan katılan davacı ... vekilinin 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine ... lehine kullanım şerhi verilmesine dair hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
5 ) 364 ada 4 ve 361 ada 4 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhleri yönünden kurulan hükümler yönünden:
364 ada 4 ve 361 ada 4 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesine 2/B madde ve 364 ada 4 parselde davacı ... ve diğer davacı gerçek kişilerin murisi ... lehine, 361 ada 4 parselde dava dışı ... lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına Bahçe niteliğiyle tesbit edilmişlerdir. Mahkemece, birleşen 2006/20 sayılı dosyanın davacıları ... ve arkadaşları ile birleşen 2002/59 sayılı dosyanın davacısı ... ve aynı parsele karşı dava açan mahkemenin 2000/166 sayılı dosyanın davacısı ...’in davalarının reddine karar verildiği halde, taşınmazların beyanlar hanesine tesbitten farklı olarak 364 ada 4 parselde sadece ... lehine kullanım şerhi verilmesi, 361 ada 4 parselde ise, yine tesbitten farklı olarak hükmün 6-a bendinde “ Mehmet ve ... lehine”, hükmün 7-a bendinde ise yine aynı parsel hakkında bu sefer sadece ... lehine kullanım şerhi verilmesi, ayrıca 361 ada 4 parsel hakkında iki kez tescil hükmü kurularak infazda karışıklığa yol açabilecek tarzda hüküm kurulması doğru değil ise de, belirtilen bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 5-a bendinde yer alan “ Beyanlar hanesine işbu parselin ..."un tasarrufunda olduğuna dair şerh verilmesine” cümlesi hüküm fıkrasından çıkartılarak, bunun yerine “ Beyanlar hanesine tesbit gibi ... ve ... lehine kullanım şerhi verilmesine” cümlesinin yazılması, yine hüküm fıkrasının 6-a bendinde yer alan “ Beyanlar hanesine işbu parselin ..."in ve Hasan Azimin yarı yarıya tasarrufunda olduğuna dair şerh verilmesine ” cümlesi hüküm fıkrasından çıkartılarak bunun yerine
“ Tesbit gibi ... lehine kullanım şerhi verilmesine” cümlesinin yazılması, hüküm fıkrasının 7-a bendinde yer alan “…reddi ile Ümraniye İlçesi, A.... Mahallesi, 361 ada 4 parselin kadastro tesbiti gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline, beyanlar hanesine işbu parselin ...’in tasarrufunda olduğuna dair şerh verilmesine” cümlesi hüküm fıkrasından çıkartılarak, bunun yerine, “ Reddine” kelimesi yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda 1 numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davacı ...’nın 359 ada 2 parsele yönelik temyiz itirazlarının feragat nedeniyle REDDİNE,
2 ) Yukarıda 2 numaralı bentde gösterilen nedenler ile davacı ... ve ... tarafından 359 ada 2 parsele yönelik olarak, davacı ... tarafından 364 ada 2 parsele yönelik olarak, davacı ... tarafından 364 ada 3 ve 367 ada 13 parsellere yönelik olarak, katılan davacı ... tarafından 364 ada 9 parsele yönelik olarak, davacı ... tarafından 367 ada 14 parsele yönelik olarak ve davacı ... tarafından 367 ada 17 parsele yönelik mülkiyet iddiasına dayalı yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 359 ada 2, 364 ada 2,3 ve 9, 367 ada 13 ve14 ve 17 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kurulan usul ve yasaya uygun olan hükümlerin ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ... haricindekilere yükletilmesine,
3 ) Yukarıda 3 numaralı bentde gösterilen nedenler ile davacı ... vekilinin 364 ada 8 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde katılan davacı ..."ya yükletilmesine,
4 ) Yukarıda 4 numaralı bentte gösterilen nedenler ile katılan davacı ... vekilinin 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 364 ada 9 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesine ... lehine kullanım şerhi verilmesine dair hükmün BOZULMASINA,
5 ) Yukarıda 2 ve 5 numaralı bentde gösterilen nedenler ile davacılar ... ve arkadaşları tarafından 364 ada 4 parsele yönelik mülkiyet iddiasına dayalı yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile 364 ada 4 parsel ve 361 ada 4 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhleri yönünden ve 361 da 4 parsel hakkında kurulan 2 kez tescil hükmünün yukarıda 5 numaralı bentde gösterilen düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacılar ... ve arkadaşlarına yükletilmesine 02/11/2012 günü oybirliği ile karar verildi.