Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8981 Esas 2012/11972 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8981
Karar No: 2012/11972
Karar Tarihi: 01.11.2012

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8981 Esas 2012/11972 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/8981 E.  ,  2012/11972 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21/09/2011 gün ve 2011/6685 - 2011/10334 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı gerçek kişi, 03.03.2010 günlü dilekçesiyle ... Köyü 253, 254, 287 ve 292 sayılı parsellerin kesinleşmiş 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunu, hak sahipleri tesbit komisyonu tarafından bu taşınmazda hak sahibi olarak belirlendiğini, rayiç bedelini ödeyip tapuyu almaya hak kazandığı halde, tapudan devir işleminin yapılmadığını iddia ederek, bu bölümlerin davalı adına olan tapu kaydının iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 4706 sayılı Yasanın 3. maddesinin Anayasa mahkemesinin 04.10.2002 gün ve 2001/382-21 sayılı kararı ile iptal edildiği, iptal edilen yasa ile yürürlükten kaldırılan 2924 sayılı Yasanın satışa ilişkin hükümlerinin kendiliğinden uygulanır hale gelmeyeceği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gerekçesi ve hukuki boşluk nedeniyle, 2924 sayılı Yasanın satışa ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş; hükmün davacı gerçek kişinin temyizi üzerine, aşağıda açıklanan gerekçelerle karar onanmıştır. ... Köyünde 1978 yılında yapılan ve 02.06.1978 - 03.07.1978 tarihleri arasında ilân edilen genel kadastroda ... Köyü 253, 254, 287 ve 292 sayılı parsellerin Hazine adına tesbitlerinin kesinleştiği ve bu yerlerin Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık bu parsellerin bir kısım paylarının 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre satılıp satılamayacağı ve satılan bu payların alıcılar adına tescil edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
    Yörede 1998 yılında çalışmaya başlayan Hak Sahiplerini Tesbit Komisyonunca 253 sayılı parselin 3253 payda 855 payı, 254 sayılı parselin 2375 payda 2195, 287 sayılı parselin toplam 235896 payda 237500 payı Hazine adına kayıtlı olup, 4845 payı, 292 sayılı parselin 8100 payda 27509 payı için hak sapipleri tesbit komisyonunca hak sahibi ...’nun belirlendiği ve rayiç bedel üzerinden satışının yapılığı, satış bedellerinin ... Baş Mühendisliğine ödendiği, ... Batı Akdeniz Bölge Müdürlüğü ... Baş Mühendisliği 2/B Satış Komisyonu Başkanlığının ... adına tescilinin istendiği ancak, tescil işleminin yapılmadığı, Ağustos 2007 tarih ve 8 sayılı YARGITAY KARARLAR DERGİSİNDE yayımlanan, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.12.2006 gün ve 2006/14641 - 17945 sayılı kararında da açıklandığı gibi, ... Köyünde makiye ayırma çalışması yapan komisyon yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun kurulmadığı gibi, yasa ve yönetmelik hükümlerine de aykırı çalıştığından, bu nedenle yaptığı makiye ayırma işlemine değer verilemez. Yasa ve yönetmelik hükümlerine uyulmadan yapılan çalışma sonunda makiye ayrılan yerlerin tevzii işlemleri de yapılmamıştır. Makiye ayrılan yerlerde özel yasaları gereği oluşturulan tapu kayıtları dışındaki kayıtlar ile zilyetliğe değer verilmez. Makiye ayırma işleminin orman sınırları dışına çıkarma değil Orman Yönetiminin bir iç işi, başka deyişle tesbit işlemidir. Bu nedenlerle, makiye ayırma işlemi nedeniyle 253, 254, 287 ve 292 sayılı parsellerin Hazinenin özel mülkü olduğu kabul
    edilemez. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulun 30.04.2010 günlü kararında da 1) 3116 sayılı Yasa Hükümlerine Göre Yapılıp Kesinleşen Ve Tapuya Tescil edilen orman kadastro (tahdit) sınırları içinde bulunan ve 1996/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile kabul edilen konunun bu içtihadı birleştirmenin kapsamı dışında olduğuna, aynı yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen, ancak tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı Yasa ile değişik 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığına, teknik ve hukuki anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığına, 27/01/2009 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 5831 sayılı Yasanın 5. maddesi ile 6831 sayılı Orman Yasasına eklenen ek 10. madde hükmünün maki tespit komisyonlarınca 5653 sayılı Yasa uyarınca maki olarak tespit edilen yerlere de uygulanması gerektiğine ve bunun sonucu olarak bu yerlerin tespit tarihinden itibaren imar, ihya ve zilyetlik yoluyla kazanılmasına olanak bulunmadığına karar verilmiştir.
    ... Köyünde çalışan Hak Sahipleri Tesbit Komisyonu, Rayiç Bedeli Tesbit Komisyonu ve Satış Komisyonlarının aslında tapu kaydına göre 253, 254, 287 ve 292 sayılı parsellerin paylar halinde satışına ilişkin kararlarının infaz olanağı yoktur. Şöyle ki; paylı mülkiyette, paydaşların her biri taşınmazın tamamını payları oranında kullanmak hakkına sahip olduğuna göre, 2924 sayılı Yasa kapsamında olmayan ve satışa konu olmayan bölümünde, 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre satış yapılan kişilerce kendilerine satılan pay oranında taşınmaza malik olması söz konusu olacağından, dava bu haliyle kabul edilemez.
    Yerel Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının kesinleşmesi halinde, davacıların ödedikleri satış bedelini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri alma hakları bulunduğu gibi, dava nedeni ve mahkeme gerekçesine göre, 29.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen Geçici 4. maddesinin “6831 sayılı Orman Kanununun 20/06/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2"nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11"inci maddesinde belirtilen askı ilânı hariç diğer ilânlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir.
    Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.
    Bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında orman ve Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin sınır nokta ve hatları; orman kadastro tutanakları esas alınmak suretiyle orman işletme müdürlüğünce görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi ya da orman mühendisinin iştirak ettirildiği kadastro ekibince zemine aplike edilir. Bu çalışmalar sırasında kadastro veya orman haritalarında düzeltmeyi gerektiren tutanak, pafta ve zemin uyumsuzluğunun tespiti halinde, yukarıda oluşturulan kadastro ekibince teknik mevzuata uygun hale getirilir. Bu çalışmalara kadastro kontrol mühendisi de iştirak ettirilir. Çalışma sonucunda bir zabıt düzenlenir ve bu zabıt ekip görevlileri ile kontrol mühendisi tarafından birlikte imzalanır. Düzeltme işlemleri, orman mevzuatı ile tapu ve kadastro mevzuatına göre yapılmış ve bu Kanuna göre yapılacak askı ilânı ile de ilân ve tebliğ edilmiş sayılır.
    Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, daha öncesi tescil edilmiş olduğuna bakılmaksızın Maliye Bakanlığının talebi üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce fiili kullanım durumları dikkate alınmak suretiyle ifraz ve/veya tevhit de yapılabilir. Bu işlemler sırasında, orman ve kadastro haritalarında tesbit edilen fennî hatalar, yukarıdaki üçüncü fıkrada belirtilen usul ve esaslara göre düzeltilir.
    Bu madde kapsamındaki kadastro, ifraz ve tescil işlemleri, 3194 sayılı İmar Kanunu ile 03/07/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunundaki kısıtlamalara tabi olmaksızın yapılır.
    Kadastro çalışmalarına başlanılmadan önce, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin içerisinde özel kanunlarına göre değerlendirilmesi gereken alanlar bulunup
    bulunmadığı kadastro müdürlüğünce ilgili kurum ve kuruluşlarına yazı ile sorulur. İlgili idarelerce 15 gün içerisinde kadastro müdürlüğüne bilgi verilir. Bu süre içinde cevap verilmediği takdirde, söz konusu alanların bulunmadığı yönünde cevap verilmiş sayılır. Bu bilgilere veya ilgili idarelerce zeminde gösterilen sınırlara göre bu yerler içindeki bu alanların sınırları ölçülerek krokisinde gösterilir ve beyanlar hanesinde belirtilir.” hükmüne göre yapılacak kadastroda kullanıcı oldukları belirtilerek Hazine adına tesbit ve tescilinin yapılmasından sonra ya da mahkemenin bu ret kararının gerekçesi değiştirildiğinden yeniden açılacak bir davada kesin hüküm olmayacağından ... Köyü 253, 254, 287 ve 292 sayılı parsellerin satış bedelini geri almayan kişiler yönünden yeni bir davanın konusu olabilecektir.
    Davacı, taşınmazların satışına ilişkin tüm işlemlerin tamamlanmış ve borcun ödenmiş olduğunu, ifraz yapılmamış olmasının davanın reddini gerektirmediğini iddia ederek, yukarıda açıklanan gerekçeler ile onanan Daire kararının düzeltilmesini istemektedir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2924 sayılı Yasa hükümlerine göre hak sahipleri belirlenerek rayiç bedeli tahsil edilen ancak, tapuda tescil işlemi yapılmayan taşınmazların tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde, 1946 tarihli ilk orman kadastrosu ile 1980 yılında yapılıp, 10.04.1981 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 2896 sayılı Yasa hükümlerine göre 1985 yılında yapılıp 28.10.1985, 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre 1988 yılında yapılıp 23.12.1988 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2/B madde uygulama çalışmaları vardır.
    26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 19/04/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Yasanın “Atıflar ve sonuçlandırılamayan işlemler” başlıklı 14. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince “Diğer mevzuatta 2924 sayılı Kanuna ve 4070 sayılı Kanuna yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır. 2924 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi olduğu tespit edilenler hakkında yapılan ve tamamlanamayan işlemler, malî yükümlülüklerini kısmen veya tamamen yerine getiren kişilerin hakları korunarak bu Kanun hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca sonuçlandırılır.”. Aynı Yasanın “Davalar” başlıklı 9. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, “Bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle hakkında işlem yapılamayan taşınmazlara ilişkin olarak ikinci fıkra uyarınca açılmamış davalar açılır, durdurulan davalara devam edilir ve kesinleşmiş yargı kararları yerine getirilir.”. hükümleri uyarınca, davacı gerçek kişinin, 6292 sayılı Yasada öngörülen haklarını kullanabilmesine imkan verilerek, sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ..."nun karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairenin 21.09.2011 gün ve 2011/6685-2011/10334 E.K sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, 25.01.2011 gün ve 2010/100-2011/8 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıdaki gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 01/11/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.




    Hemen Ara