Esas No: 2012/8471
Karar No: 2012/11971
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8471 Esas 2012/11971 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 132 ada 18 parsel sayılı 30132,95 m2, 132 ada 21 parsel sayılı 8177,67 m2, 132 ada 22 parsel sayılı 2755,56 m2, 132 ada 23 parsel sayılı 5743,05 m2, 132 ada 24 parsel sayılı 13169,20 m2, 132 ada 25 parsel sayılı 5532,19 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliği ile 09.01.1961 tarih 13 nolu tapu kaydı ile 106 ve 108 nolu vergi kayıtlarına dayanılarak, 139 ada 4 parsel sayılı 3192 m2, 129 ada 6 parsel sayılı 7567,91 m2 ve 145 ada 4 parsel sayılı 320,84 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 172 nolu vergi kaydına dayanılarak davalılar adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazların ham toprak ve taşlık niteliği ile devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece; davanın kısmen kabulüyle 132 ada 21, 22, 23, 24, 139 ada 4, 6 ve 145 ada 4 parsellerin ham toprak niteliğiyle Hazine adına, 132 ada 18 ve 25 parsellerin tesbit gibi ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ile davalı ... dışındaki davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince orman kadastrosu yapılmış ve çekişmeli taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve kararın dayandığı gerekçeye göre çekişmeli 132 ada 21, 132 ada 22, 132 ada 23 ve 132 ada 24 parsel sayılı taşınmazlara uygulanan 09.01.1961 tarih 13 nolu tapu kaydının dava dışı 132 ada 17 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu 132 ada 18 ve 25 parsel sayılı taşınmazlara da revizyon gördüğü ve 132 ada 17 parselin 3180,91 m2 yüzölçümüyle gerçek kişi adına tespit edilerek tutanağının itirazsız kesinleştiği, 132 ada 18 parselin mahkemece tespit gibi ..., 132 ada 25 parselin de tespit gibi ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, dayanılan tapu kaydı 9190 m2 yüzölçümünde olup sabit sınırlı olmadığı ve tapu miktarının çok üzerinde yer gerçek kişiler adına kayıt edildiği anlaşılmış olup; 132 ada 21, 132 ada 22, 132 ada 23 ve 132 ada 24 parseller tapu kaydı miktar fazlası olduğu, 132 ada 21, 132 ada 22, 132 ada 23 ve 132 ada 24 parseller ile 139 ada 4, 139 ada 6 ve 145 ada 4 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde davalıların zilyetliğinin bulunmadığı, 132 ada 18 ve 25 parsel sayılı taşınmazların ise; uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davalılar yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek mahkemece davanın kısmen kabulü
yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasaya eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün 2, 3 ve 5. bentlerinin kaldırılarak, bunun yerine “6099 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince temyiz eden davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları peşin temyiz harcının istek halinde iadesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 01/11/2012 günü oybirliği ile karar verildi.