Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/2665 Esas 2010/4492 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2665
Karar No: 2010/4492
Karar Tarihi: 15.4.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/2665 Esas 2010/4492 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen paydaşlığın giderilmesi davasında, taşınmazın satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini istemiş, ancak davalı taşınmaz üzerindeki binanın kendisine ait olduğunu öne sürmüştür. Paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina gibi bütünleyici parçaların kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olduğunda, sulh mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece hak iddia eden davalıya dava açmak üzere 10 günlük kesin süre verilmiş, ancak açılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiği halde, hüküm önceden verilmiştir. Sonuç olarak, temyiz itirazları kabul edilmiş ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri: HUMK'nun 567. ve 428. maddeleri.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2010/2665 E.  ,  2010/4492 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilemesi davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava 1 adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili tarafların miras bırakanı ..."a ait taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini istemiş, davalı taşınmaz üzerindeki 2. evi kendisinin yaptığını, bedelinin kendisine ödenmesini savunmuştur.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın (muhtesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde eğer bunların değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa olay bir hadise olarak, sulh mahkemesinde çözümlenir. Aksi halde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HUMK.’nun 567.maddesi hükmü uyarınca on(10) günlük yasal süre verilmelidir. Yasadan doğan bu süre kesin olup kısaltılamaz ve uzatılamaz.Bu süre içerisinde dava açılırsa sonucun beklenmesi, açılmaz ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
    Mahkemece taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat üzerinde hak iddia eden davalıya yukarıdaki ilke kararı doğrultusunda 21.1.2009 tarihli oturumda dava açmak üzere 10 günlük kesin süre verilmiştir. Dairemizin geri çevirme kararı üzerine davalı tarafından 20.1.2009 tarihinde yasal süre içinde evin davalı tarafından yapıldığının tespiti amacıyla dava açıldığı ve Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/19 esasına kaydedilen bu davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda açılan bu davanın sonucunun beklenmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığnıdan hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 15.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara