Esas No: 2013/15709
Karar No: 2013/30327
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/15709 Esas 2013/30327 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ..."ın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 4. Masasında bulunan dosyasının takibi karşılığında diğer davalı babası Servet ile yapılan yazılı sözleşme ile 15.000 TL.nin ödenmesi konusunda anlaştıklarını, Yargıtay aşamasında davanın takip edilerek kararın davalılar lehine bozulduğunu, ancak bakiye 9.000 TL.nin ödenmediğini, tahsili için yapılan takibe de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davacı ile arasında vekalet ilişkisinin bulunmadığını, davanın devam ettiğini bu nedenle ücretin muaccel olmadığını ve masraf verildiği halde duruşmaya katılmadığından haklı olarak azledildiğini savunmuş, davalı ... da sözleşmede taraf olmadığı gibi diğer davalıyı da yetkilendirmediğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, diğer davalı aleyhindeki davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı avukatın davalı ..."ın 12.11.2008 tarihinde aldığı vekaleti ile, Yargıtay ceza dairesine ek temyiz dilekçesi verdiği, 25.11.2008 tarihli ücret sözleşmesinin davacı avukat ile davalı ... adına vekaleten babası diğer davalı ... tarafından imzalandığı ve davacı avukatın 27.3.2012 tarihli ihtarla azledildiği dosyadaki bilgi ve belgelerle tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı avukat, ücret sözleşmesi gereğince bakiye ücretinin ödenmediği gerekçesi ile tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davacı avukatın davalı ... adına davayı takip etmek üzere vekalet aldığı ve bu hizmetinin karşılığı olarak ücret talep ettiği dikkate alındığında, davalı ..."ın eldeki davada pasif husumet ehiyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davacı yararına bozmayı gerektirir.
3-Davalıların temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı ile davalı ... adına vekaleten diğer davalı ... tarafından sözleşme imzalandığından vekil davalı ... hakkındaki davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Taraflar arasında imzalanan 25.11.2008 tarihli ücret sözleşmesinde, avukata tevdi edilen işin Yargıtay 4. Masada bulunan 2008/186226 esas sayılı dosya avukatlığı olduğu açıklandıktan sonra, 1. Maddesinde, avukatın üzerine aldığı işi kanun hükümleri dairesinde sonuna kadar takip edeceği, 2. Maddesinde de, bu sözleşmeye göre işin sonucunun mahkemece verilen hükmün kesinleşmesiyle biteceğinin düzenlendiği, 15.000 TL. Olarak kararlaştırılan ücretin 4.000 TL.sinin peşin olarak ödendiğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davalılar, davacı avukata bozmadan sonraki duruşmaya katılması için masraf verdiklerini ve duruşmalara katılmadığını, davayı takip edip sonuçlandırmadığını, bu nedenle haklı olarak azledildiğini savunmuşlar ve masrafın ödendiğine ilişkin 155 TL.lik makbuz ibraz etmişlerdir.
Davalı ... hakkında kamu malına zarar vermek ve kamu görevlilerine hakaretten verilen ceza kararının dava dışı avukat tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tarafından 27.11.2008 tarihli bozma istekli tebliğnamesinden sonra davacı avukat tarafından 6.1.2009 tarihinde ek temyiz dilekçesinin verildiği ve başkaca hukuki hizmet verilmediği ve bakiye ücretin ödenmesi için icra takibi yapılarak akabinde itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Vekil ile vekil eden arasında bulunan vekalet sözleşmesinin temel dayanağı güven ve saygı ilişkisidir. Güven sarsıcı harekette bulunulması sonucu ilişkinin sarsılması, buna da davacı tarafın tutum ve davranışının yol açması halinde azil haklıdır. Davacı avukatın hukuki hizmetinin yukarıda sözleşme hükümlerinde açıklandığı üzere işin mahkemece verilen hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin kararlaştırıldığı ve sözleşme gereğince takip etmeyi yükümlendiği ve henüz sonuçlanmayan ceza davası nedeniyle müvekkili davalılar aleyhine icra takibi başlatarak ve itirazın iptali davası açarak taraflar arasındaki vekalet aktinin esaslı unsurlarını ihlal etmiştir. Davalıların savunmasında belirttiği gibi davacıyı azletmesi, haklıdır. Bu durumda Avukatlık Kanununun 174 maddesi gereğince ücret isteyemez. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1.bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın 2. Bent gereğince davacı yararına, 3. bent gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, 0.90 TL kalan harcın davacıdan alınmasına, peşin alınan 534.60 TL harcın istek halinde davalılara iadesine, 5.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.