Esas No: 2012/8234
Karar No: 2012/11800
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8234 Esas 2012/11800 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli ... köyü 1569 parsel sayılı 6220 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 1963 yılında yapılan kadastro sırasında tarla niteliği ile 420 yazım numaralı vergi kaydı uygulanmak suretiyle kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tapuya tescil edilmiş, satış yoluyla davalı ...’a geçmiştir. Orman Yönetimi parselin 54 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından 1997 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışmaları sırasında 5895.19 m2 bölümünün orman sınırları içine alınarak işlemin kesinleştiğini ileri sürerek, taşınmazın bu bölümüne ait tapunun iptaliyle orman niteliğinde Hazine adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1996 yılında 6831 sayılı Yasaya göre orman kadastrosu ve 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulamaları yapılmış; sonuçları 07/05/1997 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Dosya arasında bulunan orman bilirkişi kurulu raporunda; yörede yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna ait haritaya göre taşınmazın kısmen orman sınırları içinde olduğu, tutanaklara göre ise orman sınırları belirlenirken tarla sınırları ile yollardan yararlanıldığı, ancak, tarla sınırlarına uyulmadan uygulama yapıldığı belirtilerek eylemli durum itibarıyla taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış, mahkemece, bu rapor hükme esas alınmıştır. Raporun hazırlanmasında orman kadastrosuna ait harita ve tutanakların yöntemince uygulanmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, mahkemece serbest orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisi ile yerel bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılarak orman kadastro tutanaklarında, sözü edilen tepelerdeki nirengi noktaları, dere ve yolların kesişme noktaları, mevki isimleri, bu tutanaklarda tarif edilen kişilere ait tarlaların o tarihteki sınırları ve bu tarlaların birleştiği köşe noktaları gibi sabit noktalar yerel bilirkişi aracılığıyla saptanmalı ve orman kadastro tutanaklarında isimleri yazılı kişilere ait tarlaların arazi kadastrosunda kim ya da kimler adına, kaç numaralı parsel olarak tespit edildiği, kimden
kime kaldığı, varsa bu kişilerin orman kadastro tutanaklarında adı geçen kişiler ile ilgisi de belirlenerek, o parsellere ait tutanak örnekleri getirtilip bilirkişi sözleri denetlenmeli; 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 - 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 18/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.