Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/4683 Esas 2013/30262 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4683
Karar No: 2013/30262

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/4683 Esas 2013/30262 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/4683 E.  ,  2013/30262 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı şirket, davalının 2006 yılında ürettiği yaş sebze ve meyveleri kendi dükkanlarında sattıklarını, satışa konu ürünler için davalıya müstahsil makbuzu düzenleyip verdiklerini, makbuz karşılıklarını da toplam 13.500,00 TL lık tediye makbuzları ile ödediklerini, ancak davalının 15 adet müstahsil makbuzunu dayanak yaparak haklarında icra takibi başlattığını, takip konusu alacağın 10.595,00 TL olmasına rağmen davalıya 13.500,00 TL ödediklerini ileri sürerek, icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, takip konusu borcu icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldıklarından ödenen miktarın istirdadına, fazladan ödedikleri 2.905,00 TL nın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davaya konu icra takip dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine, kabul edilen miktar üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin 2013/4683-30262
    takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-İİK 67/2 maddesi takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceğini hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca alacaklı-davalı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davalı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da şarttır. Eldeki davada davalının kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davalının kötü niyetinden söz edilemez ve onun aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilemez. Mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmakla bozmayı gerektirir ancak bu yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK"un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenle mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1. bendinin 2. fıkrasında yer alan “Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan % 40 icra inkar tazminatı tutarı 4.238,00 YTL"nin davalıdan alınıp davacı tarafa ödenmesine” cümlesinin hükümden çıkartılmasına, yerine aynen “Davalının kötü niyeti ispat edilmemiş bulunduğundan davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara