Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/11169 Esas 2012/11768 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/11169
Karar No: 2012/11768

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/11169 Esas 2012/11768 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/11169 E.  ,  2012/11768 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14/04/2010 tarih ve 2010/1773 - 5074 sayılı bozma kararında özetle: "... köyü, 102 ada 63 ve 65 sayılı ham toprak niteliği ile Hazine adına tespit edilen taşınmazlarla ilgili olarak zilyetlik iddiasıyla açılan davanın kabulüne karar verilmişse de, sınırdaki 44 sayılı parsel hakkında verilen hükmün dairece orman araştırması yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, bu parselin orman olduğunun belirlenmesi halinde, taşınmazlar ormana sınır olacağından aynı araştırmanın çekişmeli taşınmazlar için de yapılması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 102 ada 63 sayılı parselin davacı adına tesciline, 65 sayılı parsel hakkındaki davanın ferağat nedeniyle reddine ve tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından 63 sayılı parsel yönünden temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
    Mahkemece, 59780 m2 yüzölçümündeki 63 sayılı parselde davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluştuğu ve orman sayılmayan yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; tarım bilirkişisi raporunda taşınmazın dalgalı bir topografyaya sahip olup, yer yer az ve orta, yer yer de dik eğimli olduğu, halen ekili olmadığı, kuzeyde (A) işaretli 6873 m2 yüzölçümündeki bölümün sürülmemiş olduğu, bu bölümün fen bilirkişi Murat Katı tarafından hazırlanan raporda da işaretlendiği anlaşılmaktadır. Bundan ayrı olarak, taşınmazın ormanla ilişkisinin ve orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi yönünden yalnızca 1958 tarihli memleket haritası üzerinde inceleme yapılmış, dairenin 11.04.2012 günlü geri çevirme kararında vurgulandığı halde, tespit tarihinden geriye doğru 20 yıl öncesinin tasarruf durumunun denetlenmesi açısından 1980 "li yıllara ait memleket haritaları incelenmemiştir. Çekişmeli taşınmazın sınırında bulunan geniş yüzölçümlü ve ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilip halen davalı durumda olan 44 parselle ilgili hüküm, dairenin 2011/16386 sayılı kararıyla zilyedlik koşullarının oluşup oluşmadığının yeniden yöntemince araştırılması gereğine işaretle bozulmuştur.
    3402 sayılı Kadastro Yasasının 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ve ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten, tespit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Yasasının 14. maddesinde yazılı diğer koşulların
    Yanında niteliğinin, imar ve ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdirî delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen streoroskopik çift hava fotoğraflarının streoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir. O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ve tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş steoroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steoroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, dava konusu taşınmazın orman ya da 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, öncesinin ne olduğu, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü, kimden kime geçtiği ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak sorulup saptanmalı, bu konuda tespit bilirkişilerinin de bilgisine başvurulmalı, ziraat uzmanından bu konularda bilimsel verilere dayalı, doyurucu rapor alınmalı, komşu 44 sayılı parselin dava dosyasının sonucu araştırılmalı, bu şekilde toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 63 parsele yönelik olarak BOZULMASINA 16/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara