Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15901 Esas 2012/11723 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15901
Karar No: 2012/11723

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/15901 Esas 2012/11723 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2011/15901 E.  ,  2012/11723 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve ark. ile davalı ... ve ark. tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Kadastro sırasında ... köyü, ... mevkii, 180 ada 1 parsel sayılı 10828,10 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit edilmiştir. Davacı ... ve diğerleri, taşınmazın ortak muris ... ait olduğunu, ..."nün bu yerleri bağışlaması ya da satması için bir neden bulunmadığını, taşınmazın ortak muris ... malı olup paylaşılmadığını iddia ederek, tüm mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmıştır. Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, tesbitin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece Orman Yönetiminin davasının kabulüne, diğer davaların reddine, çekişmeli parselin tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler ile davacı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilân edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahdidi vardır. Daha sonra 1981 yılında sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983 kesinleşmiş, itirazlı yerlerde ise komisyon çalışmalarının 30.07.1982 tarihinde ilân edilmesiyle çalışma 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, aynı yerde 1991 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılıp dava tarihinden önce kesinleşmiştir.
    Orman kadastro tutanak ve haritaları ile eski ve yeni tarihli harita ve hava fotoğralarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen orman bilirkişi, ziraat uzmanı bilirkişi ve jeolog bilirkişi raporlarında çekişmeli parselin kesinleşmiş orman sınırları dışında bırakıldığı, eylemli olarak, %1-2 eğimli çalılık ve taşlık olduğu, üzerinde pırnal meşeleri ve bir kısım maki elamanları bulunduğu, çevresinin orman ile çevrili olduğu belirlenmiştir.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74. maddesi ve 1086 sayılı Yasanın yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26. maddesi gereğince, hâkim dava ile bağlı olup, ondan başkasına ve başka bir şeye karar veremez. Orman Yönetimi tarafından çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı, orman sınırlarının daraltılamayacağı iddiasıyla tesbitin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açıldığı, parselin eylemli orman alanı olduğu, kesinleşmiş orman sınırları dışında kalsa bile, eylemli orman alanı olduğu ve 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı
    Yasanın 7 ve devamı maddeleri gereğince orman olarak sınırlandırılacak yerlerden olduğunu iddia etmediğine, Hazinenin davası ya da katılımı da bulunmadığına göre, mahkemece dava ile bağlı kalınarak, Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, dava aşılarak, parselin tamamına ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Diğer taraftan, çekişmeli parselin bir bütün olarak ortak muris... tarafından kullanılırken ondan mirasçılarına kaldığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Davacı ve davalı gerçek kişiler arasındaki uyuşmazlık, ... mirasının yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığına ilişkindir. Yöntemine uygun bir paylaşımdan söz edebilmek için, tüm mirasçıların bir araya gelerek, terekeyi iradeleri ile pay etmeleri ve daha sonra bu paylaşıma uymaları gereklidir. Yerel Mahkeme tarafından... terekesini oluşturan mirası belirlenmemiş, ..."nün tüm mirasının yine mirasçılarının hepsinin eksiksiz katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığı, bu paylaşıma tüm mirasçıların uyup uymadığı, paylaşımın daha sonra bozulup bozulmadığı yönünde yeterli araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
    O halde, mahkemece; davacı gerçek kişilerin iddialarına göre, ..."nün terekesini oluşturduğunu söyledikleri bu kişiden kaldığı, ya da bu kişiye aitken mirasçılarından birisi ya da bir kaçı tarafından üçüncü kişilere satılan taşınır ve taşınmazların tümü tesbit edilmeli, tesbit edilen parsellerin tesbit tutanakları ile dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları ile bu parsellerin komşularının tesbit tutanakları ve var ise dayanağı olan tapu ve vergi kayıtları getirtilmeli, terekeye dahil olduğu belirlenen parsellerden halen dava konusu olanlar var ise, gerçek kişilerin iddiasına göre bu davaların birlikte görülmesinde yarar bulunduğundan, aralarında irtibat bulunan davalar birleştirilmeli, hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunan parsellere ilişkin dava dosyaları dellil olarak getirtilip, bu dosya içine konulmalı, ortak murisin tüm malları ve malların değerleri yöntemince saptanmalı, yöreyi ve ortak murisi tanıyan yeterince yaşlı yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının katılımı ile bu parsellerin başında yapılacak keşifte, ortak murisin ölümünden sonra mirasçılar arasında, tüm mirasçıların katılımı ve hür iradesi ile mirasın paylaşılıp paylaşılmadığı, yapılmış ise hangi mirasçının payına hangi taşınmaz ya da taşınmazlar ile taşınır malların düştüğü, sorularak, somut olaylara dayalı bilgi ve görgüleri sorulmalı, paylaşımda terekeden kime ne verildiği tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile tesbit tutanaklarında tutanak tanığı olarak gösterilenlerin beyanları çeliştiğinde bu çelişkiler yöntemince giderilmeli, uzman bilirkişilere uygulamayı gösteren rapor kroki düzenlettirilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar ... ve arkadaşları ile davalı ..."nün temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının temyiz eden gerçek kişilere iadesine 16.10.2012 günü oybirliği ile karar verildi.




    Hemen Ara