Esas No: 2011/12218
Karar No: 2012/11714
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/12218 Esas 2012/11714 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Söğüt köyü, 298 ada 41 ve 47 parsel sayılı 3823,18 m2 ve 759,95 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliğiyle ... ve ... zilyetliğinde olduğu, ancak sit alanı içinde kaldığından söz edilerek 2863 sayılı Yasanın 11 ve 3402 sayılı Yasanın 18. maddesi gereğince Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı gerçek kişiler taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tapuya tescilini, Orman Yönetimi ise 298 ada 47 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğunu, tespitlerinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece davanın KISMEN KABULÜNE, 298 ada 41 sayılı parselin tamamı ile 47 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 396,62 m2 bölümünün ... aynı krokide 47 sayılı parselin (B) ile gösterilen 363,33 m2 bölümünün ise tespit gibi 1. derece doğal sit alanı olarak Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.12.2008 gün ve 2008/15503-18508 sayılı kararında özetle; “ Mahkemece, önceki bilirkişiler dışında Orman Fakültelerinin Ölçme ve Kadastro Bilim dalında çalışan uzman bilirkişiler arasından seçilecek üç kişilik orman yüksek mühendisi bilirkişi kurulu ile bir harita mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte; yöreye ait bulunabilecek en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planının yerine uygulanması, taşınmazların bu belgelerdeki konumunun duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, eski tarihli hava fotoğrafında çekişmeli taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğu, cinsi, yaşı ve kapalılık derecesinin belirlenmesi, taşınmazların DOĞAL EĞİMİNİN bilimsel ve objektif verilere göre bölgeye ait ve fotogometri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ve 1/25000 ölçekli münhanili haritalar ile varsa topoğrafya haritalarından yararlanılmak suretiyle sağlıklı biçimde hesaplanması, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 14 ya da 15 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazların tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı, uygulanan memleket haritası ölçeği büyütülerek renklendirilmiş örneği üzerine taşınmazın konumu aynen işaretlenecek şekilde bilirkişilere ortak imzalı rapor ve kroki düzenlettirilmesi, eğimin %12’yi geçmesi halinde funda ve maki ile örtülü alanların muhafaza makisi olması, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 1/j maddesi kapsamı dışında orman sayılan yer olduğu, 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7 ve devamı maddeleri ve Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesi gereğince eğimi %12"yi geçen yerlerin orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığından aynı yönetmeliğin 26/i bendi gereğince orman olarak sınırlandırılabileceği hususlarının gözönünde bulundurulması ve ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan araştırma sonunda bu kez, Orman Yönetiminin davasının KABULÜNE, diğer davanın reddine, çekişmeli ... köyü, 298 ada 41 ve 47 sayılı parsellerin tespitlerinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilân edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahditi, 1981 yılında yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise 30.07.1982 tarihinde ilân edilip, 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, orman kadastrosu ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması mevcuttur.
Mahkemece çekişmeli parsellerin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakılmış olsa bile, yüksek eğimli makilik nitelikli orman alanı olduğu gibi orman içi açıklığı olduğunun belirlendiği gerekçesiyle, diğer davaların reddine, Orman Yönetiminin davasının ise kabulüne karar verilmişse de; Kesinleşmiş orman kadastro tutanakları ve haritası ile en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafları ile 1996 yılında düzenlenen memleket haritasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen orman uzmanı bilirkişi raporuyla çekişmeli parsellerin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, uygulanan eski tarihli harita ve fotoğraflarda orman olarak nitelendirilmediği, 47 sayılı parselin (B) bölümü ile 41 sayılı parselin (2) ile gösterilen bölümünün yüksek eğimli makilik niteliğinde olduğu, çekişmeli parsellerin diğer bölümlerinin tarım alanı olarak kullanıldığı, komşulardan dava dışı aynı 45, 48 ve 49 sayılı parsellerin hükmen orman olarak tapuya tescil edildiği, dava dışı aynı ada 33 ve 43 sayılı parsellerin hükmen gerçek kişiler adına tapuya tescil edildiği, diğer komşu parsellerin ise sit alanı içinde kalması nedeniyle tespitteki niteliğiyle Hazine adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Keşif ve bilirkişi raporları ile belirlenen toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi özellikle komşu parsellerin bir kısmının kesinleşen hukuki durumlarına göre, çekişmeli 298 ada 41 sayılı parselin bilirkişi krokisinde gösterilen (2) nolu bölümü dışında kalan diğer bölümü ile 298 ada 47 sayılı parselin (A) ile gösterilen bölümünün orman içi açıklığı olduğu ya da eylemli orman alanı olduğu söylenemeyeceği, bu yöndeki mahkeme kabulü doğru olmadığı gibi, çekişmeli parselin yeni tarihli hava fotoğrafları ve uydu fotoğraflarında ne şekilde görüldüğü de araştırılmamıştır.
Gerek, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, gerekse; bu kanun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, keşif ve bilirkişi delili, taktiri delil olarak düzenlenmiştir. Hâkim genel hukuk bilgisi ile çözemeyeceği, teknik konularda bilirkişi deliline başvurabilecektir. Hâkim sunulan bilirkişi raporlarını ile bağlı olmayıp, bu raporları iddia ve savunma doğrultusunda serbestçe takrir ederek, karar verecektir. Hâkim tarafından keşif ve bilirkişi raporlarını yeterli olmadığı belirlendiği taktirde yapılacak iş, tarafların istemi halinde bilirkişilerden ek raporlar almak ya da, yeniden keşif yaparak bilirkişi raporları almaktır. Hâkim yeterli olmadığını düşünerek keşif ve bilirkişi deliline başvurduğu konularda, bu delilleri yok sayarak, aynı konularda yaptığı kendi değerlendirmelerine dayalı olarak hüküm veremez.
O halde, mahkemece en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile tespit tutanaklarının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu parseller ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip parsellerin niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar,ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu parsellerin 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli parsellerin konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde
bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, çekişmeli parselin, öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, Somut olayın özelliği göz önünde bulundurularak ayrıca; parsellerin eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, Keşif sırasında parsellerin çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, 3402 sayılı Yasanın 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının davacı ve davalı gerçek kişiler ile ortak murisler yönünden araştırılmalı, aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tespit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu parsellerin sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin dosya kapsamı ile bağdaşmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve davacı ... Yayla"nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran ..."ya iadesine 16/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.