Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/21429 Esas 2013/30150 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/21429
Karar No: 2013/30150

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/21429 Esas 2013/30150 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/21429 E.  ,  2013/30150 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, 27.09.2011 tarihinde 3.000.00 TL ödeyerek koltuk takımı aldığını, ürünün teslimden kısa bir süre sonra ayıplı olduğunun anlaşıldığını, davalıya yaptığı başvurudan sonuç alamayınca ... Tüketici Hakem Heyetine başvurduğunu, aldığı kararı icraya koyarak takip başlattığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve asıl alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, onarım hakkının kullanılmadan bedelin iadesinin istenmesinin haksız olduğunu, ürünün ayıplı olmadığını ve söz konusu arızaların ürün değişimini gerektirecek nitelikte olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş olması yasal koşullardan değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz ederek işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı yasayla konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı olarak alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarının biliniyor olması veya borç miktarının tespiti için gereken bütün unsurlar bilinmesinin mümkün nitelikle olması gerekir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde; borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ne var ki yapılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.438/7 maddesi hükmü uyarınca mahkeme kararının aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Birinci bentde açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentde açıklanan nedenlerle mahkeme kararının "Hüküm" bölümünün (1.) bendinde yazılı "icra inkar tazminatı talebinin reddine" cümlesinin hükümden çıkarılarak, yerine “Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile kabul edilen asıl alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmiş bu hali ile ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 3.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara